Anaslide

“ÂŞIKKEN BÜYÜLENMİŞ GİBİ OLUYORUM”

Kimono Takım: TINY / Şapka: H&M/ Kolye: MAX MARA / Sepet: MUDO CONCEPT

 

Fi’yi okumuş muydun?
Başta okuyordum fakat sonra bana okumamamı söylediler. Çünkü okuyan herkesin kafası çok karışıktı. Senaryo toplantılarında, okuyanların ne kadar çok zorlandığını görüyordum. Mert (Baykal) de okumamamı istedi açıkçası. Okusaydım, hikâye kafamda hep öyle kalırdı. Onun dışında bir şey yazılsaydı da çok üzülürdüm.
 
Bilge’yle aranda ne gibi ortak yanlar var? Ya da tamamen farklı karakterler misiniz?
Bilge’yle çok fazla ortak yönümüz yok ama ondan öğrendiğim çok şey var. Hayat motivasyonu çok yüksek bir karakter. Yaşadığı şeylere rağmen onu iyi sırtlamış ve bu beni çok etkiliyor açıkçası. Acılarıyla özdeşleşmemiş bir karakter, yani kendini bir kurban olarak görmemiş. Karşımda güçlü bir kadın karakter var. Bunun için vamp olmasına da gerek yok. Her güçlü kadın vamp olacak diye bir şey de yok. Hem bu kadar temiz hem bu kadar güçlü… Tam adı gibi bir kız yani. O yüzden benim için oynaması çok keyifli. Çünkü her zaman karşıma çıkacak bir karakter olmadığını biliyorum, ona göre oynuyorum. Kendimle uyuşan bir noktası yok, çünkü bambaşka yaşam motivasyonlarımız ve tarzımız var. Benzeştirebildiğim bir şey yok, sadece onu anlamaya çalışıyorum, diyebilirim.
 
İnternet dizisinde rol almak nasıl? Hayat daha mı rahat? Kendine daha çok vakit ayırıyorsundur…
İnternet dizisinde oynamak gerçekten de çok güzel. Fakat kendine zaman ayırma kısmı biraz da karakterin yoğunluğuyla ilgili. Ozan’ın (Güven) kendine daha çok zaman ayırdığını zannetmiyorum. Çünkü Ozan televizyonda da çalışsa aynı yoğunlukta çalışıyor. Aslında bizim sıkıntımız sürelerden ziyade bence her hafta bölüm yetiştirme mantığı. Yani haftalık bir şey yetiştirmekten dolayı sıkışıyoruz. Bana göre, yılda belli bir bölüm sayısı belirleyip, ona bir program çıkarıp öyle ilerlemek çok sağlıklı. Ama şu an buna da şükür tabii ki. Hem hikâye, hem çalışan, hem oyuncu için yani herkes için çok daha planlı, programlı ve verimli bir iş.
 
Biraz da filmlerinden bahsedelim. Şimdiye kadar hangi projelerde yer aldın ve yeni projeler var mı?
Daha önce Bitmiş Aşklar Müzesi isimli kısa bir filmde rol aldım. Sonra Kore-Türk ortak yapımı olan Ayla adında uzun metraj bir film çektik. Burak’la, İki Arada Bir Şehirde isimli bir film yaptık. Haziran ayında çektik. Önümüzdeki sene üç adet uzun metrajlı sinema filmi projesi var. Bir tanesi yazın çekilecek, bir tanesi de dört mevsimde geçiyor. Diğeri de senaryo aşamasında ve çekimlerin başlaması 2018 yılını bulabilir.
 
Burak Deniz ile uzun zamandır devam eden çok güzel bir ilişkiniz var. Nasıl gidiyor, biraz bahseder misin?
Her şey çok güzel gidiyor. İkimiz de çok genç olduğumuz için bir anlamda birbirimizi büyütüyoruz. Birlikte bir şeyleri kavrıyoruz, öğreniyoruz, keşfediyoruz. Şu an aynı yolda yürümek çok keyifli açıkçası. Karşındaki insanın değişimlerine şahit olmak, onun senin değişimlerine şahit olması çok önemli. Sürekli sırtını bir yere dayamışsın gibi hissediyorsun. O çok besleyici bir duygu. Doğal olarak o yanın tamam olunca, kendi işine daha çok yönelebiliyorsun. Kendine, ailene, arkadaşlarına daha çok konsantre olabiliyorsun. Orası tamam zaten… Seni hep sırtında taşıyan bir güç var.

DEVAMI MARIE CLAIRE AĞUSTOS SAYISINDA…