Röportaj

BAMBAŞKA BİR SİNEM KOBAL

sinem kobal hakkında her şey -

Bu yoğunlukta kendine nasıl zaman ayırabiliyorsun peki?

Çok ayıramıyorum açıkçası. Uzun bir projenin ardından, bir süre kendine zaman ayırabilecek kaynağı sağlayabiliyorsan ne mutlu. Hem maddi hem manevi kendini güçlendirmen gerekiyor ki o zamanı da ayırabilesin. Neyse ki 13 yıllık bir emeğin ardından kendim için projeler bitince bunu yapabiliyorum. O aralarda da biraz nefes alıp kendimi geliştirme ve dinleme yoluna gidiyorum. Çünkü zaten hayata değmeden kendinle ilgili bir şey yapamıyorsun. Yoksa kendini tekrarlamak durumunda kalıyorsun.

Şimdiye kadar aslında aşağı yukarı aynı karakterleri canlandırdın. Yani özünde iyi olan karakterleri… Hiç kötü bir karakter canlandırmadın. İster misin böyle bir rolde oynamayı?

Aslında Sevda çok da iyi bir kız değil. O açıdan farklı. Bir sarışın olarak aslında hep iyi karakterleri canlandırdım, doğru. (Gülüyor) Çocuk yaşta başladığım için uzun bir süre hep genç karakterlere hayat verdim. İlk kez Romantik Komedi’de genç bir kadını canlandırabildim. Önceki rollerim hep daha düz ve iyiye hizmet eden karakterlerdi fakat Sevda en sorunlu olanı; iyi mi, kötü mü çoğu kez sorgulayabileceğimiz bir karakter.

Peki, sen hangi dizileri takip ediyorsun?

Yabancı dizleri çok seviyorum ve hepsini takip etmeye çalışıyorum. Yazdan beri çalıştığım için şu an hiçbir diziyi tam olarak takip edemiyorum. Sadece çoğunda arkadaşlarım rol aldığı için arada sırada bakmaya çalışıyorum.

Dizilerde arkadaşlarım var dedin. Bu sektörde insanların çok dostu olmaz derler. Senin dostların var mı?

Ben hayatta bu tip ayrımlara inanmıyorum. Dostlarımı seçerken hangi sektörde çalıştıklarına bakmıyorum açıkçası. Hayatın her noktasında dost bulmak gerçekten çok zor ama ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Çok kıymetli dostlarım var ve bunlardan bazıları da meslektaşım.

Tüm hayatının kameralar önünde olması hâlâ seni etkileyen bir durum mu? Alıştın mı?

Bahsettiğimiz, işin şöhret tarafıysa gerçekten hiç ilgilenmiyorum. O taraf benim çok müdahale edebileceğim, yönlendirebileceğim ya da hâkim olabileceğim bir alan değil. Dadı ilk başladığında 13,14 yaşlarındaydım ve o zaman etkilenmiştim tabii. Çok garip buluyordum ve rahatsız oluyordum aslında. Sonra aradan birkaç yıl geçti ve arkadaşlarım; ‘Sinem seni görüyoruz neden bakmıyorsun, niye selam vermiyorsun?’ demeye başladılar. Fark ettim ki, etrafıma hiç bakmama tepkisini geliştirmişim içimde. Bu durumu içsel olarak kontrol etmeyi ve alışmayı öğreniyorsun zamanla. Çok da büyüttüğüm bir mesele değil aslında. Kendi içimde çözümlerini bulabiliyorum.