Etkinlikler

Bir parfümörün gizli bahçesi

Niş parfüm evi Maison Francis Kurkdjian’ın Versailles’daki gizli cenneti Parfumer’s Garden’ı ziyaret ettik. Yüzlerce bitkiye ev sahipliği yapan bu özel bahçe, kim bilir nelere ilham olacak!

Fransa kralı 14. Louis’nin yaratıcı ve cüretkar hayallerinin sonucunda ortaya çıkan Versailles Sarayı’nın ihtişamı, sarayın kendisinin yanı sıra bahçelerinden de kaynaklı. Kralın düşüncesine göre, bahçeler sarayın yansımalarıydı ve bu yüzden nesiller boyu özenle korundu. Bugün hala daha aynı özeni görmek mümkün. Versailles Sarayı’na gönülden bağlı olan bir başka isim de niş parfüm evi Maison Francis Kurkdjian’ın parfümörü ve kurucularından Francis Kurkdjian. Kariyerindeki ilk adımları Versailles’ın içinde yer alan parfüm okuluna giderek atan Kurkdjian, saraya atıfta bulunan çalışmalar yapmayı oldukça seviyor. Bu kapsamda geçen ay, parfüm evi ve Versailles Sarayı’nın yeni iş birliğinin sonucunda açılan Parfumer’s Garden’ı yani parfümörün bahçesini ziyaret etme fırsatı bulduk.

Çiçek kozmosu

Parfumer’s Garden’ın yaratılış sürecinde saray bahçıvanları ve Francis Kurkdjian birlikte çalışmış. Yüzlerce çiçeksi esansı bir arada sunan bu bahçede yok yok. Güllerden yaseminlere, meyve ağaçlarından irislere neredeyse 300 çeşit bitkiye ev sahipliği yapan bahçede, parfüm yapımında kullanılan dokuz ana hammadde sınıfı bulunuyor. Gezi sırasında öğrendiğimiz ilginç bir bilgi ise sümbül, şakayık ve menekşenin hoş kokulu çiçekler olmalarına rağmen parfüm yapımında kullanılabilecek bir öz salmadıklarından, parfümörlerin yapay olarak bu kokuları yaratması gerektiği gerçeği oldu. Bu sebeple bu üç çiçeği sessiz çiçek olarak adlandırıyorlarmış.

Bir parfüm nasıl yaratılır?

Geleneksel olarak bir parfümde üç nota bulunuyor, üst nota, kalp notası ve alt nota. Koku içerisinde bulunan moleküller yavaş yavaş buharlaştığından zamanla parfümün farklı yönleri ortaya çıkıyor. Bir parfümüförün gerçek yeteneği de işte tam olarak burada, materyal seçimleri ve onların konsantrasyon oranında yatıyor. Parfumer’s Garden’da bu kadar geniş bir bitki seçkisi bulunmasının sebebi de parfüm dünyasındaki çeşitliliğe bir atıf aslında. Bitkiler, parfümörün koku paletini oluşturuyor. Bu bahçedeki bitkiler de parfümörün paletine ışık tutmak amaçlı dokuz ana başlık altında toplanmış. Yaprak ve gövdeler, tohumlar, kabuk rendeleri, odunlar, çiçekler, sessiz çiçekler, kökler, reçineler ve meyveler. Hepsi veya birkaçı doğru oranda bir araya geldiğinde ortaya harika parfümler çıkıyor.

Özel bir davet

30 Mayıs’tan bu yana randevuyla olmak kaydıyla herkesin ziyaretine açık olan Parfumer’s Garden’ı ziyaret ederken büyülenmemek elde değildi. Bitkilerin arasındaki koku şöleninde gezinirken parfümör Francis Kurkdjian’ın büyülü dünyasına adım atmış gibiydik. Bahçedeki bitki türlerini gün boyunca yakından tanıyıp onlar hakkında Francis Kurkdjian’dan detaylı bilgiler edindikten sonra bahçedeki meyve ağaçlarının altında öğle yemeği yemek ise oldukça keyifliydi. Francis Kurkdjian esas sürprizini ise akşama bırakmıştı, gala yemeği için otelden tekrar bahçeye geri döndüğümüzde bizi Versailles Sarayı’na özel olarak yaratılan kokulu baloncuklar karşıladı. Gala yemeğinde Versailles Sarayı Başkanı Catherine Pégard ve Maison Francis Kurkdjian’ın kurucuları Francis Kurkdjian ve Marc Chaya da bizlerleydi.

Parfumer’s Garden’da Francis Kurkdjian merak ettiklerimizi yanıtladı:

Versailles’daki parfümeri okulu nasıldı?

Çok heyecanlıydı. Farklı bir deneyimdi. İlk defa gerçekten tutkunu olduğum bir konu hakkında çalışma ve öğrenme imkanı bulmuştum.

Parfumer’s Garden Versailles Sarayı ile kaçıncı iş birliğiniz oldu?

Dördüncü. İlki 2004’teki Marie Antoinette parfümlerinin yaratılışı, ikinci Bassin d’Orangerie’deki enstalasyon çalışmasıydı, üçüncü ise Versailles Sarayı’ndaki bir gece için yarattığım kokulu baloncluklar ve mumlar ile hazırlanan gece içindi.

Bu bahçeyi nasıl yarattınız?

Burası aslında atıl bir alandı. Bahçenin daha önce nasıl göründüğünü de gösteren çok bir belge de yoktu. Fransız bahçe tarzından esinlenerek tasarladık ama tarihsel bir gerçekliğe henüz dayandıramadık. Versailles, parfüm ve kraliyet her zaman kokular ile iç içeydi, biz de bu mirası devralarak bir parfümör bahçesi yarattık.