MODA

CARTIER & SOFIA COPPOLA: İLHAMDAN YARATICILIĞA

  

Stil ve feminen zarafetle özdeşleşen Cartier, yeniden lansmanı yapılan Panthère de Cartier saati için çekilen filmini Sofia Coppola’ya teslim etti. Aktrist Courtney Eaton ve disko kraliçesi Donna Summers’ın kızları Brooklyn ve Amanda Sudano’nun yer aldığı film, 80’li yılların ihtişamını bugünün  Panthère kadınıyla buluşturuyor. Çağdaş zarafet, stil ve zevkle bütünleşen Sofia Coppola’nın titiz yazarlığı ve tutkulu sanatçı duygusu, bugünün dişiliğine duygusal bir ifade katıyor. Her ne kadar filmlerinde odak noktası çoğunlukla erkekler olsa da, Coppola başrolleri her zaman kadınlar için yazıyor.  Kadın bakış açısı Sofia’nın kendisiyle ilintilendirdiği bir bakış açısı ve bu açıyı her zaman filmlerinde geliştirerek izleyicilerle paylaşıyor. Kusursuz yeteneği ve ayrıcalıklı artistik vizyonuyla Sofia, geçmişi çağdaş dokunuşla yeniden yaratmayı herkesten iyi başarıyor. Sofia Coppola’nın 80’li yıllar ve Panthère kadınının kim olduğuna ait vizyonu, lansmanı ilk 1983’te yapılan ve bu yıl yeniden sunulan Panthère de Cartier Koleksiyonu ile mükemmel bir uyum oluşturuyor.

Cartier’e ait ilk anısının kırmızı bir Cartier kutusu olduğunu paylaşan Coppola, bunun ne kadar heyecan verici olduğunu çok net hatırladığını ifade etti ve Cartier’nin her zaman tasarıma değer veren yetenekli insanlarla ilişki içinde olduğunu belirterek sözlerine devam etti; ‘Benim için Cartier, bir doruk noktası ve insana kendini donatılmış hissettiriyor.

Cartier’nin tarzında çok zarif bir taraf var, fazla süslü değil. Bence o tam bir klasik ve sonsuzluğu ifade ediyor. Mirası, zanaatı ve geçmişi sayesinde Cartier tüm hayatınız boyunca saklayacağınız parçalar yaratıyor. Cartier’nin oyuncu bir yönü de var. Parçalara ayrılan ve başka şeylere dönüşen tasarımlar yaratıyor. Bunları keşfetmenin eğlenceli bir tarafı var. Panterin, Cartier’nin ikonik simgesi olarak kalmasını çok seviyorum. Panter, oyuncu, seksi ve biraz da tehlikeli. Bir bileziğin üstünde, bileğinizin çevresinde dolaşan bir panter olması fikri harika! 1983’te Panthère saat ilk çıktığında onu takan kadınları hatırlıyorum; zarif ve sofistike ama aynı zamanda da seksi ve eğlenceli. Bu saati, temsil ettiği stil nedeniyle çok seviyorum ve bana ifade ettiği şıklığı ve cazibeyi yansıtan bir film çektiğim için mutluydum. Panthère saat eşsiz, çünkü göz alıcı bir görüntü için hem gündüz hem de gece takabileceğiniz bir mücevher parçası. Her şeyle uyumlu ve her zaman biraz daha iyi görünmenizi sağlıyor.’