Çekimden bahsederek başlayalım istersen. Nasıl geçti?
Gerçekten harika geçti. Ekipte de çok sevdiğim insanlar vardı. Emre’yle daha önce de çalışmıştık ve tekrar bir araya gelmek keyifliydi. Mahizer’le de yıllar önce çalışma fırsatımız olmuştu. Marie Claire ile iki yıl önce yine bir kapak çekmiştik ve bu süre içerisinde dergi ekibinde değişiklikler olmuş. O kadar tatlı bir ekip ki, daha önceden tanışıyormuşuz gibi hissettim açıkçası.
Son sinema filmin Aşk Sana Benzer nasıl ortaya çıktı?
Filmi geçen yaz çektik ve hava gerçekten çok sıcaktı. Şartlar biraz zorluydu fakat beş, altı hafta gibi kısa bir zamanda toparladık. Çekim yaptığımız mekânlara gidince çok şaşırdım. ‘Daha önce bana buranın fotoğrafını gösterdiniz mi?’ diye sordum hatta. Bana; ‘Hayır, göstermedik’ dediler. Senaryoyu okurken kafamda yarattığım, hayalini kurduğum mekânla neredeyse bire bir aynıydı. Her şey çok keyifliydi. Bu film projesi benim için çok özel çünkü çıkış noktasından beri hep işin içindeydim. Dolayısıyla sorumluluğunu da üstlendiğim bir çalışmaydı. Film bebeğim gibi oldu. Öyle olunca da, karaktere daha farklı yaklaştım.
Film ekibi olarak yurt içinde ve yurt dışında birçok galaya katıldınız. Aldığınız yorumlar nasıldı?
Evet, hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok galaya katıldık. Aldığımız yorumlar çok güzeldi. İzleyiciyle bire bir iletişim halinde olmak da inanılmazdı. Bunu ne televizyonda ne de beyazperdede yaşama şansınız yok, bu yüzden galalar izleyiciyle yakın temas kurmak anlamında çok önemli. Bu konuda tiyatrocular çok şanslı bence. İşin nabzını anında tutabiliyorlar fakat bizim için böyle bir fırsat olmuyor maalesef. Bir, iki galada filmi seyirciyle birlikte izleme şansını yakaladık ve o anda duyduğumuz yorumlar gerçekten harikaydı; inanılmaz bir duyguydu.