‘Memleket neresi?’ deseler? </strong>
(Gülüyor) Orası karışık işte! Genetik olarak yüzde yüz İngiliz’im ama kafa olarak biraz karıştı.
İlişki içersinde aidiyet duygusu hissedebiliyor musunuz?
Bir şeye tamamen kendimi verme konusunda kaygılarım oluyor ama bir ilişki için bu duygudan vazgeçmem gerektiğini biliyorum. Yoksa karşı tarafa her an gidebilirmişsin gibi hissettiriyor. Bir ilişkide bütün opsiyonları açık tutma gerekliliği hissediyorsan, alt yapısı çok kolay bozulabilir bir ilişki yaşıyor oluyorsun. Bunu da zamanla anladım tabii ki.
Anladığım kadarıyla bu kaygıyı duymanız aslında sevmediğiniz anlamına gelmiyor.
Hayır, sadece çok insanlar gelip geçti hayatımdan. Çok arkadaşlarım oldu sonradan konuşmadığım. Bir gün birisinin benim hayatımdan çıkabileceği ve onunla olan ilişkimin bitebileceği gibi bir fikir her zaman var benim kafamda ama bu düşünerek yaşanmıyor. Çok negatif bir renk katıyorsun ilişkine. Gereksiz bir dram duygusuyla yaşıyor olursun ve o an yaşadığın mutluluğu da karalıyorsun. O yüzden dünyadaki iyi örnekleri de ele alarak hareket etmek lazım bir ilişki içerisinde. İnsanlar yapabiliyor bunu; yıllarca beraber durabilen arkadaşlar, ilişkiler, sevgililer olabiliyor. Bunu düşünerek kendi içinde neden bulman lazım bir ilişkiye tutunmak için.
Acı çekmekten korkuyor olabilir misiniz?
Zamanını ve sevgini veriyorsun bir insana. İlk adımı atmadan önce ilişki dediğimiz şey için çok daha fazla düşünülmeli. Özellikle beni tanımadan biri bana ‘Seni seviyorum’ dediği zaman, ‘Yapma böyle’ diyorum. Beni tanı, ondan sonra söyle. Sınırlarımızı zorlamadık henüz ve sen benim kötü yanlarımı gördükten sonra burun kıvırmaya başlarsan ben çok kötü kırılırım. O yüzden hiçbir zaman hemen atlamamayı tercih ettim. Bu duygularımı yoğun yaşamıyorum anlamına gelmiyor. Sadece birine âşık olduğumu itiraf etmem uzun sürer.
İlk görüşte âşık oldum diyen ve aşkları yıllarca devam eden insanlar o kadar şanslı ki