YAŞAM

‘Mükemmel an’ sendromunuz olabilir mi?

Tüm doğum günlerinizin kusursuz geçtiği, bütün seyahatlerinizin hayallerinizdeki kadar rahatlatıcı olduğu mükemmel bir dünya elbette harika olurdu. Ancak gerçek şu ki içinde bulunduğumuz her durum, yüksek beklentilerimizi karşılayamaz. Bazılarımız ise bu durumlarda dünyası başına yıkılmış gibi hissedebilir.

“Mükemmel an sendromu” olarak adlandırılan bu duygu durumunun özellikle romantik zamanlarda kendini gösterdiğini söyleyebiliriz. Siz mükemmel bir havada, hiçbir aksaklığın olmadığı samimi bir randevu hayal ederken yağmur yağabilir, yolda kaybolabilir veya buluştuğunuz mekanı beğenmeyebilirsiniz. Tüm bunlara gülmek ya da olumlu tarafına odaklanmak yerine ise yüksek beklentileriniz sebebiyle büyük bir hayal kırıklığı hissi yaşayabilirsiniz. 

Bu sendromun devamlı olarak acıya ve can sıkıntısına yol açmasının sebebi aslında, her şeyin her zaman kusursuz ilerlemesinin imkansız olması. Uzmanlara göre ise, bu problemle mücadele eden insanların genellikle olayların sorunlu ve kötü taraflarına odaklanmalarının sebebi, bu kişilerin kötü geçtiğini düşündükleri bir geçmişe sahip olmaları ve bunun bu şekilde devam edeceğine dair bir beklentiye sahip olmaları.  

Elbette her sorunun bir çözümü olduğu gibi, mükemmel an sendromu ile de başa çıkmanın yolları var. Büyük günlerinizden önce, önceliklerinizi göz önünde bulunduracak şekilde hareket etmenizi tavsiye edebiliriz. Unutulmaz düğününüz için güzel müziği, lezzetli yemekleri ve özgün bir ilk dansı şart olarak görüyorsanız, dekorların nasıl asıldığını ya da pastada hangi meyvelerin olduğunu belki de aynı derecede önemsememelisiniz. 

Beklentilerinizin neden bu kadar yüksek olduğunu anlamanız da önemli. Olmasını istediğiniz her şey gerçekten içinizdeki neşe ve özgünlükten mi kaynaklanıyor, yoksa sadece tüm bunların sosyal medyada nasıl gözükeceğini mi düşünüyorsunuz? Eğer istekleriniz değerlerinizle örtüşmüyorsa, bunlar için diretmenin hiçbir anlamı yok. Tabii ki duygularınızı birden bire susturamazsınız ancak onların köklerine inmek omuzlarınızdaki yükü hafifletebilir. 

Farkındalık sahibi olmak da bir diğer çözüm yolu. Olayların karşısında gerçekleşebilecek kötü sonuçları düşünmek yerine gerçekte ne olup bittiğini görebilmek yardımcı bir yöntem olacaktır.

Randevunuz veya tatiliniz kötü geçiyor olabilir ve kendinizi kafanızda uç düşünceler dönerken bulabilirsiniz. Her şey ters gittiğinde bir mola verin ve gri alanları da kucaklayarak kendinize şefkat gösterin. Mükemmeliyetçiliği ve “ya siyah ya beyaz” bakış açısını bir anda terketmek zor olsa da daha küçük adımlarla bu sendromu ardınızda bırakmak için çabalayabilir, yağmur yağsa bile özel gününüzün tadını çıkarmaya devam edebilirsiniz!