SEKS & İLİŞKİLER

Ön Sevişme Neden Bir Husumet Sebebi Oluyor?

BU NE ACELE? DUR YOLCU!
Hızlıca çevirdiğin bu sayfaya dön ve bir bak. Çünkü bu ay cinselliğin hızlanan hayata kurban verdiği ön sevişmeyi irdeliyoruz.

*Bu yazı Eylül 2020 sayımızda yayınlanmıştır.

Anında tatmin (instant gratification) son yıllarda gündemde olan bir olgu. Bu, hızlanan hayat ile bekleme sürelerimizin ve buna bağlı olarak dikkat aralığımızın kısalması ile de ilgili. Hatta bu olgunun sadece yüzeysel, gündelik konular değil, hayatımızı etkileyen davranış kalıpları üzerinde de kuvvetli bir etkisi olduğu düşünülüyor.

Eğitim, kariyer gibi görece uzun ve tatmini geç (belki de hiç) süreçleri olumsuz etkilediğinden ve insanların hayat yolculuklarında zorlanmalarına neden olduğundan bahsediliyor. Hatta bu satırları okurken kendi hayatımıza baktığımızda içten içe buna katılmadan edemiyoruz. Hızla cevap alma, iki tık ile alışveriş tamamlama, sosyal medyada anında gelen beğeni gibi basit tatminlerin yanında; bazı uğraşlarımızın görece uzun süreçleri tabiri caizse gözümüzde büyüyor. Acıdan kaçıp zevke meyletmeye programlı canlılar olarak da bu eğilimimiz alışkanlıklara ve dolayısı ile karakterimize dönüşüyor.

Şahsen akıllı telefon kullanımımım zirveye çıktığı son dört yılda okuma ve seyir alışkanlıklarımın oldukça değiştiğini söyleyebilirim. Artık okuma seanslarımın kat ettiği sayfa sayısı iki basamakları geçmiyor. Hızlı bir olay örgüsü bombardımanı yaşatmayan film ve diziler ise telefon kontrolleriyle bölünüyor. Bu dikkat kısalmasına zihinsel yetilerimizin artması gibi olumlu bir yerden de bakabiliriz. Ancak bunun doğru olmadığını yaşayarak gözlemliyoruz.

Erkeklerin ön sevişme hakkındaki düşünceleri

Kısalan dikkat aralığı odaklanmamızı zorlaştırırken, tepkilerimiz düşünsel boyuttan çıkıp duygusallaşıyor. Çünkü tatmin arayışımız bir bilgi ya da gelişme açlığından değil, tatmine bağımlı hâle gelen zihnimizin panikleyip yeni hazlar aramasıyla tetikleniyor. Sürekli yoksunluk tehlikesi altında anksiyeteli bireyler hâline geliyor ve düşündüğümüzde incir çekirdeğine eziyet edecek konularda bile duygusal olarak yıpranıyoruz. Tabii konuyu burada birden çok kez yaptığımız üzere‘zaman kötü, x de kötü’ şeklinde bağlamaya çalışmıyorum. Böyle bir temamız yok. Ancak cinselliğin belirsiz evladı ön sevişmenin kavranması için tatmin olgusunun anlaşılmasında fayda var.

Ön sevişmeye kabaca ‘penetrasyon harici cinsel aktiviteler’ diyebiliriz. Kimi orgazm amacının güdülmemesi olarak tanımlayıp oral seksi ön sevişme dışına alırken, kimileri oral seksi de ön sevişmeden sayıyor. Tabii ‘orgazm amacı güdülmeden yapılan cinsel aktiviteler’ diyenler, ilk deneyimlerinde basit bir temasla boşalan gençlerimizin de kalbini kırıyor. Her halükârda ön sevişmeyi, seksin zevk hususunu dölleme ve orgazmdan uzaklaştıran insani bir uğraş olarak tanımlayabiliriz. Anında tatmine karşı, his ve hissetmeye odaklı bir uğraş… Doğası gereği kişiden kişiye değişen ön sevişme, böylece şikâyet edilen bir konu hâline gelebiliyor. Ne kadar sürmeli, ne yapılmalı gibi ‘kullanım kılavuzu’vari öneriler havada uçuşurken keyif verici bir eylem sorumluluğa dönebiliyor.

Kadın ön sevişmeyi erkek tarafından ödenmesi gereken bir diyet olarak görebiliyor.

Ön sevişme öncelikle keyifli bir seks için faydalı bir süreç. Erojen bölgelere kanın pompalanmasını ve zihinsel olarak tarafların kendilerini sekse hazırlamasını sağlıyor. Haricinde karşıdaki partnerle seksin gidişatı konusunda gizli bir anlaşmaya varılabilmesini de sağlıyor. O an ne istendiği ve ne yoğunlukta istendiği bu süreçte kestirilebiliyor. Zihinsel uyarımı ve cinsel organlara kan ulaşımını sağlaması ise kadınların orgazmını kolaylaştırırken; erkeklerin de tam olarak sertleşmesini sağlayıp erken boşlamanın önüne geçiyor. Peki, tüm bu faydalara rağmen ön sevişme neden kadın ve erkek arasında bir tatminsizlik ve husumet sebebi oluyor?

Burada seksin hiçbir zaman sadece ‘seks’ olmadığı ekolünden bir “Bakın şimdi” diyoruz. Kadın ve erkeğin seksle ilgili düşünce ve beklentileri, daha doğrusu seksle ilgili ikincil itkiler burada etkili oluyor. Kadın ön sevişmeyi erkek tarafından ödenmesi gereken bir diyet, flörtün bir uzantısı olarak görebiliyor. Erkek ise penetrasyonun geçiştirildiği ve hatta makus ‘sonra sarıldık uyuduk’ söylemine geçilmesinden korktuğu için saldırıyor. Kadın toplum tarafından iyice içine işlenmiş, penetrasyon öncesi sahip olduğu yumuşak gücün tadını çıkarmak isterken; erkek de toplum tarafından omuzlarına yüklenmiş skor endişesi ile hareket ediyor. Hâliyle ön sevişme karşılıklı bir teslimiyet, penetrasyona giden yola gül serpen bir süreç olmaktan çıkı anlamsız bir çıkar çatışmasına meydan oluyor.

Tabii bu yaklaşım zamanla partnerler arasında aşılabiliyor. Ancak bu noktada da hayatımızın artan temposunun yatağa olan etkileri başlayabiliyor. Seks, ‘yapılacaklar listesi’nde işaretlenecek bir kutucuk olarak görüldükçe, bir an önce ardından söylenecek yemek ve izlenecek filme geçilme arzusuyla acele edilebiliyor. Bedenen orada oluyor ancak kafamızda sonrayı yaşıyoruz. Birbirimizi penetre etsek de o anın hisleri zihnimize tam olarak giremiyor.

Anında tatmin bağımlılığının insan olarak hepimize verdiği sayısız zarar var. Bu bağımlılığı kırmak için gideceğimiz yere saplantı duymak ve ulaşamama endişesiyl kıvranmak yerine, içinde bulunduğumuz anın tadını çıkarmayı öğrenmemiz gerekiyor. Sonuçtan çok sürecin kendisinden keyif aldığımızda zaten yaptığımız şeyleri severek yapmaya alışacağız. Bunun için de hissetmeyi hatırlamamız gerekiyor. Seks, bu bağımlılığımızın kurbanlarından biri… Sadece cinsel tatmin ya da boşalma olarak değil, bizim için içerdiği ikincil itkilere ulaşma endişemizle de keyfini kaybedebiliyor. İçinde bulunduğumuz anı hissederek ruhumuzdaki gerilimlerden kurtulmaya ve keyif almaya neden hâlihazırda en zevkli aktivitelerden biriyle başlamayalım? Tatmin belki de sonuçta değil, süreçtedir.