YAŞAM

Pandeminin getirdiği yalnızlık ve sosyal kaygıyı yenebilmek için yapmanız gerekenler

Gerek yalnızlık gerekse sosyal kaygı bozukluğu hisleriyle boğuşuyorsanız bunun sebebinin 2020’nin başından itibaren yaklaşık 2 yıl boyunca etkili olan pandeminin bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Z kuşağının oldukça etkilendiği o karanlık dönemin izlerini nasıl silebileceğiniz hakkında biraz konuşmak istiyoruz. Dilerseniz başlayalım. 

Yaklaşık 2 yıl devam eden pandemi koşulları, basit görünen tüm günlük aktivitelerimizi süresiz bir şekilde rafa kaldırmış ve iş / okul gibi sosyal alanlarımızı çevrimiçi olmaya zorunlu tutmuştu. Arkadaşlarımızdan hatta ailemizden bile uzak kalmak zorunda olduğumuz, bu yüzden tamamen kendi içimize dönük yaşadığımız pandemi döneminde yapılan araştırmalar, Covid pandemisinden en çok Z kuşağının etkilendiğini destekliyor.

Eurofind tarafından yapılan araştırmada pandeminin; 2012 öncesinde doğan genç Avrupalıların %64’ünde depresyon potansiyelinin artmasına yol açtığı belirtiliyor. Geçtiğimiz yılın sonunda yapılan bir başka araştırmada ise Z kuşağının en yalnız kuşak olduğu ortaya çıkarılmışken, 16-24 yaş grubundakilerin %19’unun “sık sık” veya “her zaman” yalnız hissettiği doğrulanıyor. 

Uzmanların ve araştırmaların da doğruladığı özellikle Z kuşağına ait kişilerde karşılaşılan bu yoğun kaygı ve yalnızlık hissini rutininize ekleyeceğiniz işte bu dört küçük adımla hafifletebilirsiniz:

Minnet duyduğunuz şeyleri not alın

Gün içerisinde minnet duyduğunuz olayları ve mutlu hissettiğiniz anları barındıran küçük bir günlük tutmak, duygusal sağlığınızı güçlendirmeye yardımcı olabilir. Bu pratik, olumlu duygularınıza daha fazla odaklanmanıza ve günlük yaşamın içindeki küçük mutlulukları daha derinden hissetmenize olanak tanır. Minnet duyduğunuz şeyleri yazmak, negatif düşünceleri azaltabilir ve genel olarak pozitif bir perspektife sahip olmanıza katkı sağlar. Ayrıca, bu günlük kayıtlar, kendinize daha fazla dikkat etmenizi, stresi azaltmanızı ve duygusal dengeyi korumanızı destekler. Bu yöntem, kendinize daha iyi bakmanızı ve kişisel gelişiminizi izlemenizi sağlayarak duygusal iyilik hali üzerinde olumlu etkiler yaratır.

Sevdiğiniz kokuları içinize çekin

Stresli hissettiğinizde etrafınızda sevdiğiniz kokuların bulunması sakinleşmenizi ve bulunduğunuz durumu daha serinkanlı bir şekilde gözden geçirmenizi sağlayabilir. Küçük bir karanfil buketi, yasemin tütsüsü ya da hafif esen bir deniz meltemi hangimizin dinginleşmesine sebep olmaz ki?

Kutlama yapın

Görevleriniz, zaman zaman çığırından çıkabilir ve üzerinize bir yük gibi binmiş gibi hissettirebilir. Ancak, bu noktada panik yapmak yerine sakin kalmak ve görevleri etkili bir şekilde yönetmek oldukça önemli. İlk adım olarak, büyük ve karmaşık görünen görevleri küçük ve yönetilebilir parçalara bölebilirsiniz. Bu, görevin ne kadar büyük veya karmaşık olursa olsun, adım adım yaklaşarak daha erişilebilir hale getirir. Küçük adımlar atarak, büyük hedefe ulaşma sürecini daha kolay hale getirebilirsiniz.

Ayrıca, bu görevleri parçalara bölerken her bir aşamayı onurlandırmak da önemlidir. Her bir görevi tamamladığınızda, kendinizi ödüllendirmek veya kısa bir mola vermek gibi küçük ritüellerle bu başarıları kutlayabilirsiniz. Bu, motivasyonunuzu artırmanıza ve daha fazla enerji ve istekle çalışmanıza yardımcı olabilir.

Kabullenmeyi öğrenin

Öfke, endişe ve korku duygu durumlarının varlığını ve hayatın içinde oluşan sorunları kabullenmek; yeni ve daha sağlıklı bir yaşam tarzının temellerini atmaya neden olur. Bu kabullenmeyi gerçekleştirdiğinizde daha olgun ve sakin bir karaktere sahip olduğunuzu kesinlikle hissedeceksiniz.

• İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Saç buklelerinizi korumanız için bilmeniz gereken ipuçları