Ünlü Stili

Stil Günlüğü: Füsun Lindner

Aralık 2021 sayımızdan.

Bir Türk-Alman influencer olarak tanıdığımız, tarzı ve duruşuyla dikkatleri üzerine çeken Füsun Lindner tam bir moda âşığı. “Instagram hesabımı dijital bir iş platformu olarak görüyorum” diyen Lindner, her postu için titizlikle çalışıyor. Kendisiyle hayatına dair merak ettiklerimizi konuştuk.

Fotoğraflar: Yeşim Özügeldi | Saç ve Makyaj: Selis Salihoğulları

Füsun seni biraz tanıyabilir miyiz? Füsun Lindner kimdir?

Türk sevgisiyle Almanya’da doğdum ve büyüdüm. Üniversitede İngiliz ve Alman Filolojisi okurken aynı zamanda bir sene Londra, bir sene de New York’da yaşadım; moda sektöründe staj yaptım. Mezun olduktan sonra kariyerime yayınevinde çalışarak başladım. Şu anda iki çocuk sahibiyim ve Münih’de influencer olarak çalışıyorum.

Almanya’da yaşayan bir influencer olarak Instagram dünyanı öğrenebilir miyiz?

Günlük hayatım birçok influencer ile benzer aslında. Güne erken başlıyorum; yapılacaklar listeme bağlıyımdır. İş ortaklarımla buluşurum, ajansımla görüşüp sözleşmelerimizin üzerinden geçeriz.

“Benim işim Instagram” diyebilir misin?

Kesinlikle evet! Instagram hesabımı dijital bir iş platformu olarak görüyorum. Mesela bir yayınevi gibi… Dergilerle çok ortak özelliği var. Paylaşımlarımı bir derginin sayfası gibi görüyorum. Bunun yanı sıra etrafınızda sizinle beraber iyi konseptler ve yararlı içerikler geliştiren bir ekibinizin olması gerekiyor.

Merak ediyorum; bir post için nasıl hazırlanıyorsun?

Her zaman içeriklerimi bir hafta öncesinden hazırlıyorum. Hazırlık aşamasında mutlaka ajansları ve showroom’ları ziyaret edip kıyafetlerimi seçiyorum. Bu sırada paylaşımlarımın güncel kalmasını sağlamak için dijital dergilerin ve diğer influencer’ların trendlerine ayak uyduruyorum. Bir yandan da içeriklerimin kişisel bir hikâye anlatabilmesi için iş ortaklarımla konseptleri görüşüyorum.

Almanya’daki moda endüstrisi hakkında pozitif ve negatif görüşlerin nelerdir?

Her kültürün kendine ait bir DNA’sı olmasını seviyorum. Alman modasının olumlu yanı; sürdürülebilir bir sistem üzerine kurulu olması. Sadece Almanya için değil tüm dünya için iyi olan, etik koleksiyonlar burada çok moda. Bununla birlikte, bazen Alman modasının tasarımlarda biraz daha cesur olmasını ve daha göz alıcı unsurların ortaya çıkmasını da isterim.

Moda sevgisi ve tutkusu ilk ne zaman, nasıl başladı?

Tam zamanını hatırlamıyorum çünkü kendimi bildim bileli modaya karşı gerçek bir tutkum vardı. Çocukken annemin kıyafetlerini giyip kombinler yaratırdım. Kendime elbise yapmak için annemin yatak odasındaki perdelerini kullanırdım.

Artık klişe olduğunu düşündüğün ama kullanmaktan vazgeçemediğin parçalar var mı? Yoksa gardırobunda devamlı bir yenilenme mi var?

Sadece gardıroplarımızı geliştirmekle kalmayan, aynı zamanda sürdürülebilir olmaya da katkıda bulunan zamansız ve yüksek kaliteli parçaların büyük bir hayranıyım. Mesela her kış giyebileceğimiz kaşmir yün montlar. MaxMara’nın Madame isimli ikonik montunun her sezon farklı rengini alırım ve gardırobumun vazgeçilmezlerinden biridir.

Dışarıya gösterdiğin duruş oldukça klas ve zarif. Kendi tarzını ve kaliteni tam olarak ortaya koyabileceğin bir koleksiyon veya marka iş birliği gelecek mi?

Elbette, beni ve tarzımı mükemmel bir şekilde yansıtabilecek kendi koleksiyonumu çıkarmak çok istiyorum. Gönlümden geçen de bu projeyi bir Türk üretici ile hayata geçirmek. Hem köklerimin olduğu ülkeme destek olmak hem de Alman ve Türk kültürü arasında köprü görevi kurmak için… Ancak bu, ciddiye alınmayı hak eden büyük bir proje. Bu yüzden de kendimi tamamen bu projeye adayabileceğim zamana kadar beklemeyi tercih ediyorum.

Bir Türk ve Alman influencer karşılaştırması yapabilir misin bizim için?

Bir Alman influencer ile Türk influencer’ın hayatı birbirine çok benziyor. Hepimiz yoğun ve profesyonelce çalışıyoruz. Son zamanlarda İstanbul’daki Türk influencer yaşam tarzını tempolu bir etkinliğe katıldığımda deneyimledim. Ve gördüm ki, Almanya dışarıda ve etrafta olmaya daha az vurgu yaparak, biraz daha organize olma eğiliminde. Her ikisinin bir parçası olmak da çok keyifli tabii ki.

Çanta: Hermès (Kelly Bag)

İlham aldığın, severek takip ettiğin isimler?

Nur Bilen Yavuzer gibi isimlerden ilham alıyorum.

Önemli lüks markalarla sık sık iş birliği içindesin. İş birliği esnasında sana garip gelen değişik bir olay yaşadın mı hiç?

İş birliği yaptığım çoğu markayla ilişkilerimiz organik geliştiği için şanslıyım aslında. Çalıştığım markalar benimle profesyonel olarak ilerleyebileceklerini biliyor ve tabii aynı şekilde ben de onlarla profesyonel bir iş ortaya çıkarabileceğimin farkındayım.

Tarzının zaman içerisindeki evrimini nasıl tanımlarsın?

Moda her zaman gelişen ve değişen bir yolculuk. Tabii aynı zamanda benim stilim de bu değişime ayak uyduruyor. Sadece tek bir unsura bağlı kalmak üzücü olurdu. Ben de olgunlaştıkça, bana neyin uygun olduğunu daha iyi öğrendim.

Elbise: RaIsa Vanessa
Küpe: NInon

“Yapmam, giymem” dediğin şeyleri zaman içinde tercih ettiğin oldu mu?

Asla, asla dememek lazım! Denemek ve açık fikirli olmak her zaman iyidir. Gezdiğim ve bulunduğum yerler bu konuda ilham veriyor.

Sence günümüz trendleri neler? Ayrıca gelecekteki trendler için ne düşünüyorsun?

Sanırım gösterişli 1920’leri yeniden yaşamaya başlamak üzereyiz. Hepimiz pandemi döneminde oldukça zor zamanlar geçirdik ve bence çoğumuz ışıltımızı kaybettik. Özlediğimiz o parıltıyı geri almayı hak ediyoruz.