Anaslide

YILIN EN İYİ FİLMLERİNDEN OLAN KAYGI NİHAYET VİZYONDA

İlk uzun metrajlı filminiz Kaygı için bir gerilim filmi diyebilir miyiz?
Filmin ilk bölümü tam olarak gerilim duygusunu vermiyor; biraz daha kişiye odaklı. Daha belirsiz, muallak bir ruh hâli üzerinden ilerliyor. Fakat ikinci kısımda gerilimin çok fazla beslendiği bir filme dönüşüyor.
Sizin hikâyenizde de farklı bir ‘görünmeyen’ var. Kaygının kimi zaman soyut, kimi zaman da somutlaşan gerilimi nedir?
Kaygı’nın somutlaşan gerilimi, korku ve paranoya hâli üzerine ama bu filmde izlediğimiz şeyler bir paranoyanın ürünü değil. Filmin nihayete erdiği noktada şunu anlıyoruz ki; paranoyalar gerçek, gerçekler paranoya. Ve aslında ikisinin arasındaki sınır ortadan kalkmış durumda. Filmin soyut ve somut karşılığı bu korku ve geçmişi unutma hâli.

 


Bu filmin çıkış noktası, aslında sizin kendi içinizde yaşadığınız bir durumdan kaynaklanıyor, değil mi?
2010 yılında taşındığım bir ev vardı ve garip bir şekilde eve bir şey olacağını düşünüyordum. Çok saçma bir ruh hâliydi ama neden bilmiyorum. Aslında o sırada izlediğim bir filmden de çok etkilenmiştim. O filmin tagline’ı da ‘Güvende değil kimse, güvenli evinde bile’ idi. O cümleden çok etkilenmiştim çünkü ev ile aramda acayip bir bağ oluşmuştu. Dışarıda işim bitince hemen eve koşuyordum. Kendini eve kapatan bir kadın olmuştum. Kapatmamın sebebi de ‘unutmuş’ olmam. İstiklal Caddesi üzerindeki alışveriş merkezinin önünden geçerken, orada daha önce ne olduğunu hatırlayamadım mesela. Herkese sordum, kimse hatırlamıyordu. Güya kimse istemiyordu o alışveriş merkezini, sonra herkes orada daha önce ne olduğunu ‘unuttu’.

 
Filmin ana karakteri Hasret, medya sektöründe çalışıyor. Kaygı’nın bu konudaki eleştirisi nedir?
14 yıla yakın medyada çalıştım. Açıkçası, ana karakteri bir medya savaşçısı olarak resmetmek istemedim çünkü o, kendi hâlinde bir karakter olmalıydı. Karakter pasif göreve geçtiğinde her şeyi daha yakından fark ediyor. Haberlere daha çok müdahale edilmesiyle yüzleşiyor ve bunun bir parçası olmak istemiyor. O noktada da zaten filmin ikinci kısmı başlamış oluyor. Hasret, sadece medyanın bir gözlemcisi oluyor.