Kadın Sorunları

“Unbothered queens”: Neden ‘özür dilemeyen’ kadınları seviyoruz?

Kendinden emin, kimseyi memnun etme derdinde olmayan ve hiçbir şeyden etkilenmeyen kadınlar, yani “unbothered queens”. Bu kadınlar, kendilerini başkalarına kanıtlamak zorunda hissetmeden, kendi doğrularıyla yaşıyor. Filmlerde, dizilerde veya gerçek hayatta karşımıza çıktıklarında ise bu dik duruşlu, hiç tereddüt etmeden kendini savunan kadınları hayranlıkla izliyoruz.

Peki, neden “özür dilemeyen” kadınları bu kadar seviyoruz? Onları bu denli güçlü ve özgür kılan ne?

“Unbothered queens” ne demek?

Toplum, kadınları her zaman nazik, mütevazi ve uyumlu olmaya yönlendirdi. Kendi yolunda sağlam adımlarla ilerleyebilen kadınlar, bu baskıya karşı güçlü bir duruş sergiliyor. Son yıllarda popüler kültürün gözde figürlerinden biri haline gelen “unbothered” (etkilenmeyen) kadın imajı, adeta bir güç simgesine dönüştü.

unbothered queens
@demimoore

Bu kadınlar, özgüvenlerini, sınırlarını ve tavırlarını fazlasıyla benimsiyor, hiç şüpheleri yokmuş gibi kendilerini kabul ediyorlar. Duygusal olarak, zihinsel olarak ve hatta fiziksel olarak kendilerini sınırlandırmayarak, modern çağın güçlü figürleri haline geliyorlar.

Ne giydiği, nasıl güldüğü, kimle birlikte olduğu ya da ne düşündüğü hakkında açıklama yapmaya ihtiyaç duymayan kadınlar, özellikle son yıllarda hem popüler kültürde hem de gerçek hayatta kolektif bir hayranlıkla izleniyor.

Sex and the City dizisinin en unutulmaz karakterlerinden biri olan Samantha Jones, bu durumun en iyi örneklerinden biri. Tabulara ve kalıplara meydan okuyan bir kadın olan Samantha, toplumun onu nasıl algıladığından bağımsız olarak, kendi kimliğini savunmaktan çekinmedi. En yakın arkadaşına yaptığı “Hiçbir zaman sen veya toplum tarafından yargılanmayacağım, canım ne isterse onu yapacağım” çıkışıyla ikonik bir sahneyi hayata geçiren bu karakter, “unbothered queens” femoneninin ilk öncülerinden. Çünkü toplumun değer yargılarının altında, kendi tercihlerinden ötürü kimseye bir açıklama veya özür borçlu olduğunu düşünmüyor.

“Unbothered” olmak, duygusuz ya da umursamaz olmak değil; sadece artık başkalarının beklentilerine göre şekillenmemeyi seçmek. Kimin ne dediğine göre değil, kendi değerlerine göre yaşamak. Bir kadının kimliğini, arzularını, kararlarını ve zaaflarını utanmadan, saklamadan sahiplenmesi.

İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Wife material” baskısı: Z kuşağında ‘ideal eş’ olma algısı

Kapak: @ladygaga

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.