ASTROLOJİ

Aradığınız cevap gökyüzünde: Horary astrolojisi

İnsan doğasında, bilinmezliğe doğmak ve onunla yaşamak vardır. Seçimlerimizin sonuçlarını sadece öngörebiliriz: Çok çalışırsam başarılı olabilirim, sağlıklı beslenirsem bedenimi koruyabilirim gibi. Ama kader bize neler hazırladı? Acaba hangi potansiyelle geldik bu hayata?

Gökyüzü bize yeni kararlarımız, önemli adımlarımız hakkında ipuçları verebilseydi ne güzel olurdu, değil mi? “Bu iş teklifini kabul etmeli miyim?” “Sevdiğim kişiyle gerçekten evlenecek miyim?” “Beğendiğim evi alabilecek miyim, taşınmalı mıyım?” gibi sorularla kendimizi sık sık baş başa buluruz. Peki, radikal değişimlerin hayatımıza etkisi pozitif mi, negatif mi olacak gibi binlerce sorunun cevabını bize verebilecek bir astroloji dalı olduğunu söylesem…

Horary (Saat Astrolojisi), etik ilkelere bağlı, eğitimli bir astrolog tarafından danışanın sorduğu sorunun tam o anda çıkarılan haritası üzerinden yorumlanır. Doğum saatinden ziyade, sorunun sorulduğu anın haritası dikkate alınır. Bu da özellikle doğum saatini bilmeyenler için büyük avantaj sağlar.

Ancak her soru yanıtlanabilir değildir. Haritanın yorumlanabilmesi için sorunun net, açık ve gerçekten içtenlikle sorulmuş olması gerekir. Evrene yöneltilen bu tür sorulara hazır olmak; cevabın “hayır” olasılığına da gönülden açık olmak gerekir. Bazı durumlarda ise, gökyüzü bize “şimdi bu sorunun sırası değil” diyebilir. Astrolojide bazı haritalar, sorunun yanıt vermeye uygun olmadığını gösterir: Danışanın kafası çok karışıksa, sırf meraktan ya da başkasının hayatıyla ilgili etik dışı sorular yöneltilmişse, bu haritalar geçersiz kabul edilir. Bu da aslında gökyüzünün, sorunun samimiyetini ölçtüğünün bir göstergesidir.

Orta Çağ’dan günümüze gelen bir miras


aradiginiz-cevap-gokyuzunde-horary-astrolojisi

Horary astrolojisinin kökleri Orta çağ ve Rönesans dönemine uzanır. G. Bonatti, Masha’Allah, İbn-Ezra ve William Lilly gibi öncüler, bu alanda çok sayıda kıymetli eser bırakmışlardır. Astrolog Öner Döşer’in 2014’te yayımladığı William Lilly üzerine makalesinde de belirttiği gibi, 10 Şubat 1638 tarihli “Çalınan Balık” haritası bu tekniğin ustalıklı bir örneğidir. Olay şöyle gelişir: Bir adam, bir sabah balıklarının çalındığını fark eder ve bu hırsızlığın failini bulmak için Lilly’ye danışır. Lilly, danışanın soruyu sorduğu anda çıkardığı Horary haritasını inceleyerek, hırsızın kim olduğunu, balıkların nereye götürüldüğünü ve bulunup bulunamayacağını analiz eder. Sonuç? Harita, hırsızın kimliğine dair son derece net işaretler verir nitekim balıklar gerçekten de o kişide bulunur.

Bu örnek, yalnızca tekniğin doğruluğunu değil, aynı zamanda Horary astrolojisinin olayların görünenin ötesindeki katmanlarına nasıl ışık tutabileceğini de gösterir. Yüzyıllar öncesinden bugüne kalan bu harita, hala derslerde anlatılır, örnek olay olarak kullanılır.

Hangi soruları sorabiliriz?

Horary astrolojisinin kapsamı, çoğu kişinin düşündüğünden çok daha geniştir. Kayıp bir evcil hayvanın nerede olabileceğinden, değerli bir eşyanın bulunup bulunamayacağına kadar birçok konuda rehberlik sunabilir. Günlük hayatınızda aklınızdan geçen, belki size bile “bu biraz garip bir soru olabilir mi?” dedirten ama yine de içten içe merak ettiğiniz konulara da cevap bulabilirsiniz: “Yaz tatili için partnerimle Yunan adalarına gitmeyi planlıyoruz ama gerçekten gidebilecek miyiz?”, “Ev değiştirirsem huzur bulabilir miyim?”, “Bu projeden teklif alır mıyım, yoksa yine mi son dakikada iptal?” gibi… Hatta sınav dönemi yaklaşmışsa ve iç sesiniz “Geçecek miyim?” diye fısıldıyorsa: evet, onu da sorabilirsiniz.

Bence Horary astrolojisinin en etkileyici tarafı, yalnızca gündelik hayatın minik çelişkilerine değil, aynı zamanda son derece önemli ve hassas meselelere de ışık tutabiliyor olması. Elbette bu yöntem bir dedektiflik aracı değil; astrologlar adli bilirkişi ya da nihai karar verici değildir. Ama bu teknik, örneğin bir davanın nasıl sonuçlanabileceği ya da bir hukuki sürecin hangi yönde ilerleyeceği gibi konular hakkında sezgisel bir çerçeve sunabilir.

Özellikle belirsizliklerin içinde yön aradığımız, zamanın baskısını daha derinden hissettiğimiz anlarda bu tür bir rehberlik büyük bir destek olabilir. Soru, doğru zamanda ve samimi bir niyetle sorulduğunda, gökyüzü olayların görünmeyen katmanlarına dair şaşırtıcı derecede isabetli ipuçları verebiliyor. Ve bazen yalnızca yönü görmek bile, üzerimizdeki yükü hafifletmeye yetiyor.

Geleceğe göz kırpan bir bilgelik


aradiginiz-cevap-gokyuzunde-horary-astrolojisi

Ben bu tekniği en son kızımın çantası çalındığında kullandım. İçinde kimlik, pasaport, ehliyet gibi tüm önemli belgeleri vardı ve panik içinde beni arayarak, “Anne, Horary haritası çantamın bulunup bulunamayacağını söyleyebilir mi?” diye sormuştu. Haritaya baktığımda, çantayı bir koleksiyoncu ya da eşyalarla duygusal bağ kuran birinin almış olabileceğini gördüm. Çantanın geri dönmeyeceğini ama içindeki belgelerin farklı yerlerde, birkaç hafta içinde tek tek bulunabileceğini söyledim. Gerçekten de bir hafta boyunca, belgeler birkaç gün aralıklarla farklı mekanlarda ortaya çıktı. Ama çanta hiç geri gelmedi. Eğer sizin de içinizi kemiren, açıklayamadığınız bir durum varsa, Horary astrolojisi tam da böyle zamanlarda adeta bir süper kahramana dönüşebiliyor.

Astrolojinin hala bilimsel çevrelerde tartışmalı görülmesi, bu kadim bilginin zaman zaman göz ardı edilmesine neden oluyor. Oysa dört yüzyıl öncesinde bile yılda iki bin soruya yanıt veren üstatların çalışmaları, bugün etik ilkelere bağlı astrologlar için hala yol gösterici bir pusula niteliğinde.

Plüton’un Kova burcuna geçişiyle birlikte, yani toplumsal yapılar, kolektif bilinç ve bilgi sistemlerinde dönüşümün hızlanacağı bu yeni dönemde, astrolojinin yüzeysel algıdan sıyrılıp, daha bilinçli, sorumluluğunun farkında olan ve gerçekten bilgiye yatırım yapan kişilerle yeniden değer kazanacağına inanıyorum.

Astrolojiyi sadece bir popüler kültür öğesi olarak görmek, onun asıl derinliğini gölgeleyebilir. Oysa bu bilgi, geçmişten bugüne süzülerek gelen, atalarımızın gökyüzüyle kurduğu ilişkiye dayanan ve hala bize rehberlik edebilen bir miras. Onu yeniden hatırlamak, belki de kendimizi yeniden hatırlamakla eşdeğer.

Fotoğraflar: Unsplash

İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Kapanmış defterlere veda: Eski aşklardan kalan enerjiyi arındırma yolları

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.