Harry Styles’ın güzellik markası Pleasing’in yeni koleksiyonu, bir seks oyuncağı üzerinden temsil ve tüketim kültürüne dair güncel bir tartışma açıyor.
Harry Styles, bir süredir müzik gündeminden uzak. Kendisiyle Avrupa seyahatiniz sırasında bir fırında veya Japonya’da yanınızdan koşarak geçtiğinde karşılaşabilirsiniz. Hayranlar olası yeni albüm isimleri ve konseptler üzerine çeşitli tahminler yürütürken, Styles’tan gelen ilk duyuru yeni bir şarkı değil, markası Pleasing’in “zevk” temalı ürünleri oldu.


İçindekiler
“Pleasing Yourself” ürünleri ne söylüyor?
Pleasing’in yeni koleksiyonu, “Pleasing Yourself” adıyla tanıtıldı. Koleksiyonda iki ürün bulunuyor: çift uçlu bir vibratör ve silikon bazlı bir kayganlaştırıcı. Ürünlerin tasarımı sade ama dikkat çekici. Mat pembe renkler, şeffaf ambalajlar ve nötr tipografi ile sunulan koleksiyon, herkese hitap eden bir cinsel sağlık anlatısı kurmaya çalışıyor. Marka, bu koleksiyonda cinsiyetsiz pazarlama dilini benimsiyor. Ürün tanıtımı boyunca kullanılan görsellerde bedenler ön planda değil; renk, doku ve forma odaklanan bir estetik tercih edilmiş. Marka, ürünleri geliştirirken cinsel sağlık eğitmeni ve aktivist Zoë Ligon ile işbirliği yaptığını, ayrıca Planned Parenthood ile yürütülen bir sosyal sorumluluk çalışmasının da duyurusunu yaptı.


Lansmanla birlikte New York Soho’da üç gün sürecek bir pop-up mağaza da açıldı. Ancak tepkiler de gecikmedi. Bazı kullanıcılar, markanın estetik dili üzerinden cinselliği “fazla steril” ve “fazla rafine” bir şekilde sunduğunu savundu. Kimileri ise genç hayran kitlesini göz önünde bulundurarak ürünün zamanlamasını tartışmalı buldu.

Sanatçının temsil yükü
Harry Styles, müziğinin yanında, bir o kadar da bedenini nasıl “sunduğuyla” da konuşulan bir figür haline gelmişti. One Direction sonrası kariyerinde, giyim tercihleri, sahne estetiği ve görsel diliyle, kuir kodları çağrıştıran ama hiçbir zaman açık biçimde tanımlanmamış bir temsil alanı kurdu. Bu alan, bir yandan kuir varoluşun gündelik temsiline dair önemli bir açılım sunarken, diğer yandan “gösterilebilir olan” ile “yaşanabilir olan” arasındaki farkları tartışmaya açtı.
Pleasing Yourself koleksiyonu, Styles’ın kamusal bedeniyle kurduğu ilişki açısından yeni bir eşik oluşturuyor. Bu noktada, hayran kitlesiyle kurulan ilişki de dönüşüyor. Styles’ın hayran kitlesinin önemli bir bölümü, onun “herkes için” ama “hiç kimseye ait olmayan” estetik konumundan beslenen bir bağlılık geliştirmişken Pleasing Yourself, bu imanın dışına taşan ilk adım gibi okunabilir. Bu nedenle bazı hayranlar için hayal kırıklığı, bazıları içinse nihayet gecikmiş bir açıklık olarak değerlendiriliyor.
Styles’ın bu koleksiyonla yaptığı şeyin “politik” olup olmadığı tartışmaya açık. Ancak bu politik okumalara yer yok demek değil. Cinselliği yönelim düzeyi ve buna ek olarak pazar, estetik ve görünürlük çerçevesinde analiz ederken; burada sunulan ürün, bir vibratörden çok, kamuya sunulmuş bir ifade biçimi olarak önem kazanabilir.
“Pleasure economy”nin sınırları
Koleksiyon, fiyatlandırması ve konumlandırmasıyla da tartışma yarattı. 68 dolarlık vibratör ve 25 dolarlık kayganlaştırıcı, cinsel sağlık ürünlerinin giderek lüks tüketim alanına çekildiği bir dönemin göstergelerinden. Bu fiyat politikası, ürünlerin herkese açık olduğu yönündeki söylemle çelişiyor. Dahası, “kapsayıcı” olduğu iddia edilen her marka gibi, bu koleksiyon da kime seslendiğini, kimleri dışarda bıraktığını yeniden düşündürüyor.
Sara Ahmed, “The Cultural Politics of Emotion”da zevki, bireyin yöneldiği şeyle kurduğu ilişki çerçevesinde düşünür: Zevk, kişinin neye yöneldiğiyle değil, neyle karşılaştığıyla ilgilidir. Zevki bireysel bir deneyim olmanın yanında, aynı zamanda ideolojik ve sınıfsal olarak şekillenen bir alan olarak da görebiliriz. Bu çerçeve, zevkin toplumsal olarak düzenlenen bir temas biçimi olduğunu da hatırlatır.
Ayrıca burada öne çıkan bir başka konu da “steril erotizm” diyebileceğimiz bir görsel dilin hakimiyeti. Ürünler, ten ve beden çağrışımlarından uzak, neredeyse soyut bir grafik estetikle tanıtılıyor. Bu durum, cinselliği sergilemekle onu pazarlanabilir hale getirmek arasındaki farkı belirsizleştiriyor. Zevk, deneyimlenmesi gereken bir alan olmaktan çıkıp satın alınabilir bir tasarım nesnesine dönüşüyor. Bu stratejiler, herkese hitap ettiği söylenen ama erişim koşulları itibarıyla sınırlı kalan ürünler, “kapsayıcılık” vaadini politik değil, pazarlama temelli bir argüman haline getiriyor. Böylece pleasure economy, bireysel zevki özgürleştirmekten çok, onu biçimlendiren yeni bir normlar sistemi inşa ediyor.
Sosyal medyadan tepkiler
Koleksiyon, sosyal medyada paylaşılan içeriklerde, birçok kullanıcı tarafından mizahi biçimlerde yeniden üretildi; görseller üzerinden yapılan espriler, ürünle ilgili ironik anlatılar, fandom içinde dolaşıma girdi. Bu içerikler Harry Styles’ın hayran kitlesiyle kurduğu ilişkinin doğasına da işaret ediyordu.
Burada önemli olan noktalardan biri, fandom’un kendisini bir denetim mekanizması olarak da konumlandırabilmesi. Popüler kültür figürleri, hayranlarıyla kurdukları ilişkinin sınırlarını çizerken, aynı zamanda o sınırların ihlaliyle de yüzleşmek zorunda kalıyor. Styles’ın yıllardır özel hayatına dair net tanımlamalardan uzak durması üzerine seksüel çağrışımları doğrudan bir üründe somutlaştırması, bu belirsizliğe alışmış fandom için yeni bir sınır çizdi.
Bu tepkiler aynı zamanda platform kültürünün doğasına da işaret ediyor. Günümüz sosyal medyasında ünlülerin attığı her adım, yalnızca takip edilmekle kalmıyor, aynı zamanda yeniden yorumlanıyor, parodileştiriliyor, estetize ediliyor ya da iptal kültürüne maruz bırakılıyor. Styles’ın lansmanı da bu mekanizmaların tamamına aynı anda temas etti. Ürünler bir yandan ironik içeriklere konu olurken, diğer yandan temsilin araçsallaştırılması ya da özel alanın ticarileştirilmesi gibi daha teorik tartışmalara da zemin oluşturdu.
Bu tepkiler aynı zamanda fandom kültürünün dönüşen yapısına da işaret ediyor. Bazı kullanıcılar, Styles’ı hala One Direction döneminin “boy-next-door” imajıyla hatırlarken; bu ürün, sanatçının bireysel olarak farklı bir ifade alanı inşa etme çabası olarak okunabilir. Özgürleşmeye çalışan bir sanatçının, geçmişten kalan temsillere mahkum edilmesi fikri, bu tartışmada sessizce tekrar eden bir beklenti olarak yerini koruyor.
Fotoğraflar: Pleasing @pleasing
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Pamela Anderson ve Trump üzerinden bir analiz: Rebranding konsepti