2035 yılına kadar kadınların %35’ini, erkeklerin ise %39’unu etkilemesi beklenen obeziteyle mücadelede cerrahi sonrası süreç önem kazanıyor. Kendi kilo kaybı ve post bariatrik deneyiminden yola çıkan Nur Ozger Health kurucusu Büşra Nur Özger, bu sürecin yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir dönüşüm süreci olduğunu vurguluyor. Bugüne dek binlerce danışanla çalışan Özger, sağlık turizminin gelişiminde etik, disiplinli ve bütüncül yaklaşımların önemine dikkat çekiyor.
Dünya genelinde yaklaşık 800 milyon kişi obezite ile yaşıyor. 2035’e kadar kadınların %35’inin, erkeklerin ise %39’unun bu problemden etkileneceği öngörülüyor. Türkiye’de “Obezite ile Mücadele ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı” yürürlüğe girerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş da obeziteyle mücadeleye yönelik çeşitli programlar yürütüyor.
Kilo yönetimi ve cerrahi sonrası süreçler üzerine çalışan Büşra Nur Özger, kendi deneyiminden hareketle “23 yılını kilo sorunlarıyla geçirmiş biri olarak, fiziksel değişimden çok sürdürülebilir bir yaşam alışkanlığı geliştirmenin önemini fark ettim” diyor. Özger’e göre, bariatrik cerrahinin ardından gelen post bariatrik dönem, hem bedensel hem de ruhsal olarak yeniden yapılanma süreci.
“Post bariatrik süreç çok katmanlı bir yolculuk”
Kendi deneyiminden yola çıkarak obezite cerrahisi sonrası bireylere rehberlik etmeyi amaçlayan Özger, bu alanda danışanlarının yalnızca fiziksel değil, psikolojik açıdan da desteklenmesi gerektiğini belirtiyor:
“Post bariatrik süreç, standart estetik uygulamalardan farklı bir yapı gerektiriyor. Bu nedenle danışanlarımızın güvenli, konforlu ve planlı bir deneyim yaşamaları bizim için çok önemli. Sürecin başından sonuna kadar her adımı titizlikle organize ediyoruz.”
Sağlık turizminin etik ve bütüncül bir yaklaşımla yürütülmesinin altını çizen Özger, Türkiye’nin bu alandaki güçlü konumuna da değiniyor:
“Türkiye, modern hastane altyapısı, alanında uzman ekipleri ve misafirperver hizmet anlayışıyla sağlık turizminde dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor. Biz de danışanlarımıza sadece operasyonel bir süreç değil, aynı zamanda iyi organize edilmiş bir konaklama ve rehberlik deneyimi sunuyoruz.”
Özger, uluslararası hastaların Türkiye’de geçirdikleri sürecin sadece bir tedavi değil, aynı zamanda yeni bir yaşam biçimini keşfetme deneyimi olarak da görülebileceğini belirterek sözlerini tamamlıyor:
“Sağlık turizmi, sadece medikal bir hizmet değil; kültürel, sosyal ve insani bir etkileşim alanı. Biz de bu süreçte ülkemizi en doğru şekilde temsil etmeye özen gösteriyoruz.”