Her minimal adım bir stil yorumuna dönüşüyor. Sneakerlar trend olmanın yanında kendini ifade etmenin en güçlü moda dili haline geliyor.
Özellikle geçtiğimiz yıl hakim olan minimal siluetler, bu sezon yerini daha cesur ve iddialı görünümlere bırakıyor. 2025’in sneaker trendleri, kişisel tarzı özgüvenle yansıtma çağrısı yapıyor. Yeni sezonda sneakerlar görünmez bir şıklık ve “kalabalığa karışmak” yerine “kendini ifade etmek” üzerine kurulu bir moda anlatısı sunuyor. Bu dönüşüm, konfor alanlarınızın dışına çıkarak sevilen klasik modellere yeni bir gözle bakmanıza ilham veriyor. Geçmişin favori sneakerlarının daha iddialı versiyonlarının keşfedilmesine de öncülük ediyor. Moda haftalarında da gözlemlediğimiz trendler ise bu değişimi doğruluyor.
Bu sezon klasik beyaz sneakerlar gölgede kalıyor
Süet, parlak deri ve hayvan desenleri, klasik beyaz sneakerları gölgede bırakıyor. Geçen sezonun (aslında tüm sezonların da denilebilir) favorilerinden olan Adidas Samba modeli geçen sezon daha minimal tasarımlarla ön plandayken bu sezon modern dokunuşlarla, uzatılmış tongue -evet, bu yıl o detay bir statement sembolü haline geliyor- ve hayvan desenleri dokunuşlarıyla öne çıkıyor.

Özellikle Adidas ve Puma’nın arşiv siluetleri, alışılmışın dışında renk kombinasyonları ve dokularıyla yeniden yorumlanıyor. Moda arşivlerinden çıkarak dönen Adidas Tokyo ve Taekwondo gibi retro modeller, nostaljiyi modern tavırlarla harmanlıyor.
Yılın en büyük çıkışını ise hiç şüphesiz ballet sneakers trendi yapıyor. Babetin zarif çizgilerini spor ayakkabı konforuyla buluşturan bu yeni hibrit model, podyumdan sokağa kadar moda dünyasının kalbini kazanmış durumda. En çok dikkat çeken model ise şüphesiz ki Puma Speedcat Ballet Sneakers olarak dolaplarda yerini alıyor. Moda haftalarında defile sonrası sokakta görülen -ki bence bu moda haftalarının en heyecan verici kısmı- kombinlerde sıkça rastlanan bu tarz, feminenliği ve sportifliği eşsiz bir şekilde harmanlıyor.

“Sessiz lüks” hala bizimle
Yine de “sessiz lüks” etkisi tamamen ortadan kalkmış değil. Prada ve The Row gibi markalar minimal çizgilerini küçük detaylarla güncelleyerek sade şıklığın hala önemli bir trend olduğunu vurguluyor. Hala zarif ve sofistike duruş sergileyen bu modellerinin aksine Nike gibi markalar, klasik modellerini mikro detaylarla ve yeni tonlarla renklendirerek modern sokak stiline uygun hale getiriyor. Bazı markalar ise zamansız siluetlerini düz deriyi dokulu süetle değiştirmek, sıcak kahve tonları veya ince dikiş oyunları gibi küçük ama etkileyici detaylarla süslüyor. Bu zarif farklar “it girl” enerjisini kolaylıkla yakalamanın da anahtarı oluyor.

Sneakerlar bir duruş ve moda dünyasında bireyselliğin en görünür simgesi haline gelirken retro esintiler, gösterişli dokular ve cesur renkler, sokak stilinden podyuma kadar her adımı bir stil manifestosuna dönüştürüyor. Minimalizmin sessizliğinden gösterişli lükse uzanan bu yolculukta sneakerlar, modanın ritmini yeniden yazıyor.
Fotoğraf: Miu Miu
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Google aramalarımız Türkiye’nin sonbahar stil tercihleri hakkında ne söylüyor?