Moda Haftaları

Moskova Moda Haftası’nda deneysel zarafet

Zarafetle cesur dokunuşlar bir arada olamaz mı? İlk bakışta minimalizm ile iddialı, hatta başkaldıran dokunuşların aynı görünümde buluşamayacağı düşünülebilir oysa moda dünyası bunun tam tersini kanıtlıyor. Doğru şekilde bir araya geldiklerinde bu unsurlar stilde kusursuz bir denge sunuyor.

Moskova Moda Haftası, Rusya’nın başkentini küresel moda camiası için bir çekim merkezi haline getirirken dünya çapında onlarca yeni ve köklü yeteneğin yer aldığı bu etkinlik, büyük bir heyecanla bekleniyor. MFW’de yer alan tasarımcılar, küresel trendleri kendilerine özgü yerel bir bakış açısıyla şekillendirerek stilistlere ve moda tutkunlarına taze ve etkileyici bir perspektif sunuyor. MFW podyumlarından seçtiğimiz bazı markalar ise çarpıcı zarafetin modada vazgeçilmez bir dönüm noktası olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Julia Dalakian

Moskova Moda Haftası’nın vazgeçilmez isimlerinden Julia Dalakian, son koleksiyonu “Anemoia”yı tanıttı. Bu koleksiyon bizzat yaşanmasa da olanca canlılığıyla hayal edilebilen bir döneme duyulan nostaljiye övgü niteliğinde. Koleksiyonda Diana Ross’un genç ruhu, Bee Gees’in akılda kalan ritimleri, İtalyan disko müziği, Yves Saint Laurent’in yaratıcılığının zirvesi ve Roberto Cavalli’nin tasarımlarındaki oyunbaz, seksi özgürlük bir araya geliyor. Bu eklektik sentez, her silüette vurgulanan zarafetle hayat buluyor.

Öne çıkan parçalardan biri, pudra tonlarında akışkan kumaştan tasarlanmış sofistike bir trençkot. Üst bölümde kullanılan yoğun ve desenli materyalden aplikeler, görünümü etkileyici biçimde güçlendiriyor. Göz alıcı bir diğer look ise hafif ve yarı transparan bir kumaştan tasarlanmış, vücuda oturan şeftali tonlarında midi bir elbise. Silüet sade ve zarif hatlarını korurken, hem üst hem de alt kısımlara eklenen ışıltılı payet detayları, tasarıma beklenmedik bir ihtişam katarak bu rafine görünümü güçlü bir stile dönüştürüyor.

Alexander Arutyunov

Alexander Arutyunov koleksiyonu, zamanı merkeze alırken sıradan bir nesnenin, kokuların, renklerin ve duyguların birlikte var olduğu bir iç dünyayı nasıl açığa çıkarabileceğini gözler önüne seriyor. Koleksiyon boyunca nostalji özellikle de farklı stillerin oyunbaz karşıtlıklarla yan yana getirildiği görünümlerde güçlü bir şekilde hissediliyor. Parçalar arasında neredeyse “görünmez” hafiflikteki bir kumaştan tasarlanmış, krem renginde, yere kadar uzanan bir elbise hemen fark ediliyor. Elbise, cesur detaylar içermemesine rağmen, etek ucuna incelikle işlenmiş zarif fırfırlar, asla abartıya kaçmadan görünüme hareket ve zarif bir drama katıyor.

İkinci görünüm daha ciddi bir tavır taşıyor: Koyu renkli, terzilik kesimli bir mini etek, kazayağı desenli bir bluz ve şık deri çizmeler, kombinin ana “kahramanları” olarak öne çıkıyor. Bu look’ta ise farkı yaratan detaylar. Geometrik vatkalar, sade bluzu öne çıkararak ona teatral bir hava verirken geniş deri püsküller, minimalist çizmeleri çerçeveleyerek enerji katıyor ve kombinin sönük değil, dinamik kalmasını sağlıyor.

Hayk Avanesyan

Hayk Avanesyan, zarafeti cesur ve beklenmedik detaylarla ustaca birleştiren, göz kamaştırıcı gece elbiselerini tanıttı. Öne çıkan görünümlerden biri, elma renginde arkası uzun bluz ile düşük bel kesimli ve iki tonlu püsküllerle süslenmiş grafit midi etekten oluşuyor. Abiye tutkunları için bir diğer dikkat çeken tasarım, drapeli etek ucu ve asil bir kuyrukla tamamlanan, dekonstrüktif detaylarla hareketlendirilmiş, vücudu saran cut-out bir mini elbise oluyor. Ancak tüm bu çarpıcı unsurların arasında dahi önüne geçen küçük ama büyüleyici bir detay var: gövdeye yerleştirilen yapay elmaslarla kaplı mikro bir bandeau üst. Üzerindeki el şeklinde dizilmiş taşlar hali hazırda dramatik olan görünüme oyunbaz, haute couture esintili bir hava katıyor.

Tatiana Kotova

Tatiana Kotova markası, gece bahçesi atmosferini kusursuz bir şekilde yansıtan, yalın görünümlü ama etkisi güçlü detaylar etrafında şekillenen “Night Garden” adlı koleksiyonunu sundu. Koleksiyonda crop kesim, omuzları açık bir bluzun yere kadar uzanan etekle kombinlendiği gerçekten büyülü bir look öne çıkıyor. Her iki parça da yumuşak, nötr tonlarda ve sade silüetlere sahip, ancak özenle seçilmiş dekoratif detaylar ince bir drama katıyor. Bluz, baloncukları andıran dokulu bir malzemeden tasarlanırken, maksi etek bej kumaş üzerine kusursuz beyaz drapelerle katmanlanarak etkileyici bir doku oyunu yaratıyor.

Koleksiyonun ikinci görünümü ise tam anlamıyla saf ve iddialı bir zarafet yayıyor. Tasarımcı, vücudu saran bej tonlarındaki bu elbiseyi fazla açık bir görünüm yaratmamak için dekoratif drapelerle stratejik biçimde zenginleştirerek sunuyor. Nilüfer çiçeğini andıran narin aplikeler katmanlar boyunca süzülerek tasarıma romantik, haute couture bir dokunuş katıyor.

Joseph Mendoza

Nikaragua merkezli Joseph Mendoza, Moskova Moda Haftası’nda çarpıcı bir koleksiyon tanıttı. Bu koleksiyon Mocuana adını taşıyan ve Nikaragua folkloründe yer alan aynı isimli efsanevi kadın figüründen ilham alıyor. Koleksiyon birkaç bölüme ayrılıyor ve bunlardan birinde, öne çıkan detaylarıyla vurgulanan zarif elbiseler dikkat çekiyor. İlk görünümde, kusursuz denizanası silüetine sahip bir elbise öne çıkıyor.

Gösterişli süslemeler olmadan da etkileyici olmayı başaran bu parça, geniş volanlarıyla havada süzülüyormuş hissi veren asimetrik bir hareket yaratıyor. Tasarımcının vurucu minimalizmi yakalamak için kullandığı bir diğer teknik ise “görünmez” elbise. Yarı transparan formdaki bu elbise, yoğun motiflerle yalnızca belirli bölgeleri kapatacak şekilde tasarlanmış. Kumaşın gizemli dokusu bakışları üzerine çekerken, monokrom palet, ekstra süslemelerden kaçınılması ve zarif desenlerin dengesi elbisenin kışkırtıcı olmaktan ziyade sofistike kalmasını sağlıyor.

Lesel

Lesel, gece halinin zıtlıkları üzerine inşa edilen “Insomnia of the White Nights” adlı 2026 İlkbahar-Yaz kapsül koleksiyonunu tanıttı. Bu tema, her tasarımda özenle işlenen detaylarla yansıtılıyor ve stilin genel havasını belirliyor. Moda evinin kreatif direktörü Larisa Vladimirova, drama ile sofistike zarafeti ustalıkla dengeleyen şık kombinleri sergiliyor. Koleksiyonun öne çıkan parçalarından biri, silüeti uzun bir bomber ceketi havası taşıyan sıra dışı bir trençkot. Drapeli “O” formundaki balon kollar ve parlak dokusu, klasik trençkot estetiğine meydan okurken terzilik kesimi, parçayı mükemmel şekilde dengeliyor. Vurgular, altın tonlarında bir trenç-bomber ve soyut desenlerin ön planda olduğu bir elbiseyle devam ediyor. Look, küçük bir pillbox şapka ve statement küpelerle tamamlanıyor. Başka bir kombin ise temayı farklı bir şekilde yorumluyor: Cropped kesim panço tarzı bir ceket, göz alıcı, kaotik desenlerle süslenmiş, uçuşan, yere kadar uzanan bir etekle eşleştirilerek rafine bir dekonstrüksiyon estetiği yaratılıyor.

Anna Kropotova

Anna Kropotova’nın imzası, organza kumaşını kendi özel pileleme tekniği ile ustaca kullanmasında yatıyor. Bu sayede bilindik tasarımları neredeyse heykelsi ve mimari formlara dönüştürüyor. Bu teknik, hacimle oynayarak adeta “hareketli bir mimari” etkisi yaratıyor. Koleksiyonda ise tasarımcı, her parçanın zarafetini yükselten bir motif olarak buzun kristal güzelliğinden ilham alıyor. Koleksiyonda gözleri anında üzerine çeken look’lardan biri, ters çevrilmiş lale formunda kısa bir elbise. Transparan kumaşı ve onun ortaya çıkardığı narin kıvrımlar elbiseyi öne çıkarırken bu sırada pilili etek ucu, baştan çıkarıcı mini elbiseye hem hareketli hem de incelikli bir duruş katıyor. Buz etkisi, keskin hatlara sahip, yere kadar uzanan, bembeyaz bir elbiseden oluşan ikinci look’ta da devam ediyor. Burada markanın imzası haline gelen plise yine başrolde etek ucunu asimetrik bir şekilde süslerken, büstiyerde kupun yerini alarak çarpıcı ve dokulu bir ifade yaratıyor.

Li Lab

Li Lab’ın koleksiyonu, derin bir iç dünyası olan, sessizliği güç ve öz farkındalık biçimi olarak benimseyen bir kadının imajından ilham alıyor. Ortaya çıkan silüetler ölçülü ama bilinçli bir şekilde çarpıcı tasarlanarak zarafet ile kavramsal bir dokunuş arasındaki dengeyi ustalıkla kuruyor. Yere kadar uzanan elbiseler baştan çıkarıcı kıvrımları vurgulasa da odak yalnızca oranlarda değil, yenilikçi tasarım detaylarında yatıyor. Koleksiyonun en dikkat çekici görünümü ise üst yapısı farklı olan bir elbise. Tasarımda birbirine dolanmış iki kumaş boynu sarıyor ve bir kapüşona dönüşerek merakı mimari bir ilgiyle harmanlıyor. Dikkat çeken bir diğer look ise sofistike bir hava katan şarap rengi tonlarında bir elbise. Dramatik derin yırtmaçlar, dekoratif drapeler ve dekonstrüktif bir pelerin, halihazırda zarif olan silüete cesur, viral olmaya hazır bir etki ekleyerek onu unutulmaz bir ifadeye dönüştürüyor.

Subai

Doğu modası dünyayı kasıp kavururken, Çinli marka Subai, geleneksel giysilerin modern gardıroplara nasıl kusursuz bir şekilde uyarlanabileceğini gösterdi. Koleksiyonda, ikonik kadın qipao’ları ve geleneksel hanfu’lar, çağdaş ve avangard bir bakış açısıyla yeniden yorumlanıyor. Zarafet ve sadelik, cesur aksesuarlar ve zengin, canlı renk paletleriyle adeta kusursuz bir şekilde harmanlanıyor. Dikkat çeken look’lardan birinde, tasarımcı Ma Guai, qipao’yu öne çıkarıyor; iddialı mücevherlerle tamamlanan elbise, bele yerleştirilmiş renkli, uçuşan kurdelelerle daha da etkileyici bir hal alıyor. Ancak etki sadece aksesuarlarda kalmıyor, kıyafetlerin kendisi de dikkati üzerine çekiyor. Deniz yeşili panço bluz ile strüktürlü, terzilik kesimli etek bir araya gelerek, statement takıların, canlı renklerin ve bluzun sıra dışı formunun öne çıktığı bir görünümü yaratıyor.

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.