Bakım Sırları

Güzellik Editörümüz Bakım Ritüellerini Anlatıyor

Marie Claire Güzellik ve Sağlık Editörü olarak bu ay evime konuk oluyorsunuz. Karantina günlerinde ben de evdeyken cildime daha düzenli bakım uygulayabilme fırsatı yakaladım. Ama olmazsa olmazlarım arasında el kremi, hâlâ listenin başında yer alıyor!

BAKIMLA İLK TANIŞMA

Ben de çoğu genç kız gibi annem sayesinde bakımla tanıştım. Annem çok makyaj yapan bir kadın değil, ama özellikle el ve ayak bakımına çok dikkat eder. Sabahları yüzünü yıkamadan güne başlamaz. Ben de ondan görerek, onun tavsiyeleriyle yüzümü küçükken Dove sabunla yıkayarak bakıma başlamıştım. Şimdilerde daha çok yüz temizleme jelleriyle güne başlıyorum.

CİLT BAKIMI RUTİNİ

Sabahları cildimi yıkayıp temizleyerek güne başlıyorum. Haftada bir ya da iki kez gözenekleri rahatlattığı için duş esnasında peeling yapıyorum. Şu sıralar Neutrogena’nın Visibly Clear Correct & Perfect peeling’ini kullanıyorum. Duştan çıktıktan sonra muhakkak tonik uyguluyorum ve üzerine de nemlendirici krem sürüyorum. Normalde karma bir cilde sahibim ancak kışın, şu dönemde özellikle cildim çok fazla kurumaya başladı. Başucumda duran Jowaé Hydrating Water Mist’i günde iki – üç defa yüzüme sıkıyorum. Yaz ve bahar aylarında Simple’ın Su Bazlı Nemlendirici Kremi’ni kullanıyorum. Gece yatmadan önce cildimi temizledikten sonra, haftada iki ya da üç defa Khiel’s Midnight Recovery Serum sürüyorum.

MAKYAJ SEANSLARI

Hiçbir zaman yoğun makyaj yapmayı seven biri olmadım. Bu nedenle günlük hayatımda fondöten, BB ya da CC krem ve hatta concealer dahi kullanmıyorum. Aydınlık bir cilde sahip olduğum için şanslıyım diyebilirim. Şayet özel bir davete katılacaksam fondöten ve concealer uyguluyorum. Uzun zamandır Chanel’in Les Beiges Eau de Teint Water-Fresh Tint Fondöteni’ni kullanıyorum. Sadece bir iki damlası tüm yüzüm için yeterli kapatıcılığı sağlıyor. Eğer kullanacaksam; M.A.C Studio Fix 24-Hour Smooth Wear Concealer’ını uyguluyorum ve üzerine de yine şeftali tonlarında mat allık ekliyorum.

Damla Suay Lü

Highlighter olarak Nars’ın Super Radiant Booster likit aydınlatıcısını çok beğeniyorum. Fondöten ve concealer uygulamadığım zamanlarda allık, maskara ve ruj ile makyajımı tamamlıyorum. Maskara ve ruj, olmazsa olmazlarımdan. Göz makyajı için toprak tonlarındaki far paletlerini kullanıyorum. Far uygulamadığımda maskara sürüyorum ya da eyeliner, maskara ikilisi bana yetiyor. Kirpiklerimi yoğun gösteren ürünleri çok seviyorum. Şu sıralar Deborah’nın maskaralarından çok memnunum. Bir de kırmızı mat rujlar her zaman favorim!

SAÇ BAKIMI

Saçımı hiç boyatmadım. Düzenli olarak saçımı kestiriyor, kırıklarından arındırıyorum. İnce telli saç yapısına sahibim. Her gün duş aldığım için de gün içerisinde saçlarım yağlanıyor. Ancak son bir aydır kullandığım Aveda’nın Nutriplenish Light Moisture şampuanı ve saç kremi bu yağlanmayı ortadan kaldırdı. Elektriklenirse, L’Occitane’ın Aromachology Onarıcı Yağı’nı bir fındık büyüklüğünde ellerimde ovuşturarak saçlarımın uçlarına uyguluyorum.

EL VE AYAK BAKIMI

Manikür ve pediküre düzenli olarak gitmiyorum. Onun yerine evde kendi ürünlerim ve malzemelerimle düzenli olarak manikür, pedikür yapmayı alışkanlık edindim. Uzun tırnaklardan hiçbir zaman haz edemedim. Küt ve bakımlı tırnaklar hoşuma gidiyor. Yazın canlı ve pudra tonlarını; kışın da daha çok soluk ve bordo tonlarını sürmeyi seviyorum. Burt’s Bees’in Lemon Butter Cuticle Cream’i tırnak etlerime uygulamayı en sevdiğim ürün. Portakal çubuğu yardımı ile tırnak etlerimi ittirerek kullanıyorum. Bir de şu sıralar ellerim çok kuruduğu için evin her köşesinde farklı bir el kremi bulunuyor.

PARFÜM SEÇİMİ

Koku konusunda sanırım çok ayırt edici değilim. O nedenle kendime güzel ve hoş gelen kokuları tercih ediyorum. Şu güne kadar da pek yanılmadım neyse ki… Neredeyse son on yıldır Chanel Coco Mademoiselle kullanıyorum ve ondan vazgeçemiyorum.

ÖZEL SIRLAR

Gül suyu 12 yaşından beri cildim için vazgeçilmezim. Bir de yatmadan önce topuklarıma krem sürüp, çorap giyip yatıyorum. Yumuşamasını sağlıyor.