Kahve, yıllardır sabah rutinlerinin değişmez parçası. Ancak itiraf edelim; zaman zaman kahvenin verdiği enerjinin hızlı düşüşü yorucu olabiliyor. Son dönemde daha dengeli bir alternatif arayanların yolu matcha ile kesişiyor. Üstelik bu geçiş sadece bir “trend” değil; gerçekten daha sürdürülebilir bir enerji, daha sakin bir zihin ve daha iyi hissetmenin kapılarını aralıyor. İşte matcha’ya şans vermeniz için üç geçerli neden.
Uzun süreli enerji
Kahve, sabahları hızlı bir başlangıç sağlasa da, birkaç saat sonra enerjinizin düştüğünü hissetmeniz kaçınılmaz. Matcha ise başka bir ritim sunuyor: L-theanine sayesinde kafein etkisi daha yumuşak, daha uzun ve daha dengeli. Yani matcha gün boyunca sakin bir enerji ve net bir zihin hali vaat ediyor. Başlangıçta daha hafif hissettirse de, sürdürülebilir bir tempo için matcha açık ara önde.
Antioksidanlar
Antioksidan zengini bir içecek arıyorsanız matcha tam size göre. Özellikle cilt sağlığı, bağışıklık sistemi ve genel iyilik hali üzerinde etkisi azımsanacak gibi değil. Günlük hayatın temposuna ayak uydurmaya çalışırken, küçük desteklerin değeri sanılandan büyük.
Düşük asit seviyesi
Kahve, yüksek asidik yapısıyla zaman zaman mideyi zorlayabiliyor. Eğer kahve sonrası yaşanan hafif rahatsızlıklar size tanıdık geliyorsa, matcha çok daha nazik bir alternatif sunuyor. Asiditesi düşük olduğu için, günün herhangi bir saatinde içseniz bile mideyi yormuyor. Enerjinizi artırırken bedeninizi yıpratmanıza gerek yok.
Matcha, hayatınıza büyük bir devrim getirmek zorunda değil. Bazen sabah kahvenizi haftada birkaç gün matcha ile değiştirmek bile bedeninizin ve zihninizin ritmini değiştirebilir.
Kapak: @filippzorz
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Matcha” manikürü yükselişte