Ruh Sağlığı

5 duyumuzla mindful bir ilkbahar 

İlkbahar ayları doğanın uyanışına sahne olurken bizlere de fiziksel ve zihinsel anlamda yenilenme şansı sunuyor. TalkTuBaNa’nın kurucusu, mentor Tuba Müftüoğlu yüklerimizden kurtulmak, kaygı ve stresimizi azaltmak için bir fırsat olan ilkbaharda, 5 duyu organımızla farkındalığımızı artırmanın yollarını anlattı. 

1-Görme

İlkbahar ayları renklerin tonlarının değiştiği, çiçeklerin açtığı, bitkilerin yapraklandığı bir mevsim oluşuyla sadece doğanın değil insanın da uyanışına sahne oluyor. Kışın kasvetinin yarattığı kaygı ve endişelerimizden uzaklaşmak ve bir yenilenme yaşamak için sadece farkındalığımızı artırmamız yeterlidir. Zihinsel dönüşüme kapı aralamak için 5 duyumuzun her birinden yararlanabiliriz.  Örneğin her gün 3 farklı nesneye veya canlıya 1’er dakika süreyle ‘fark ederek’ bakmayı deneyerek işe koyulabiliriz. Renklere, şekillere, dokulara dikkatlice odaklanıp sadece ‘bakmaya’ değil ‘görmeye’ çalışmalıyız. Baktığımız nesnenin beğendiğimiz veya beğenmediğimiz yönlerini zihnimizde sıralamamız, ne zaman nereden geldiği konusunda tahmin yürütmemiz, başkalarının da dikkatini çekip çekmediğini merak etmemiz farkındalığımızın gelişimi için ilk adımlardır. İlkbahar ayları bakarken gerçekten görmemiz için bize çok sayıda alternatif sunar. Görme alışkanlığımızı değiştirmemiz bir süre sonra her şeye bakışımızı değiştirmemizi ve yaşamımızı ilgilendiren her konuda bakış açımızı gözden geçirmemizi sağlayabilir.

2-Duyma

İlkbahar ayları özellikle doğadaki seslerin de çoğaldığı dönemlerdir. Kuşlar, böcekler ve tüm canlılar bu mevsimde harekete geçer. Şehirlerde insanların dışarıda geçirdiği süreler artar, sokaklarda, parklarda, bahçelerde farklı bir canlılık yaşanır. Zihnimizi arındırmak için dinleme farkındalığı egzersizleri bu dönemde çok daha kolaydır. Etrafımızdaki sesleri fark etmeye çalışmak, birbirinden ayırt etmek, sesleri çıkaran nesnelerin ya da canlıların hangileri olduğu yönünde tahminlerde bulunmak, yaşamın içinde nasıl bir işleve sahip olduklarını düşünmek farkındalığımızı artırmamıza fayda sağlayacaktır. Daha önce duymadığımız sesleri ayrıştırmaya ve anlamlandırmaya çabalamak kolaylıkla yapabileceğimiz şeylerdir. İlkbaharda usulca esen rüzgarın sesi, havada uçan bir martının çığlığı veya dışarıdan gelen müzik sesi  içinde bulunduğumuz ruh halinden sıyrılmamıza fazlasıyla yetecek derinliktedir. Mutfakta otururken buzdolabının sesine dikkat kesilmek bile zihnin odaklanmasını sağlar. Sesin yoğunluğunu, devamlılığını, rahatsızlık verip vermediğini kendi içimizde değerlendirmek kalabalık düşüncelerimizden sıyrılıp içinde bulunduğumuz anı fark etmemize yardımcı olacaktır. Günün her anında kendimize anlık ‘duyma’ molaları verebiliriz. 

3- Koku alma

Günlük yaşamımızda farkında olmadan yüzlerce kokuya maruz kalırız. Saçımızı yıkadığımız şampuandan, arkadaşımızın parfümünden, önünden geçtiğimiz restorandaki yemeklerden çevreye yayılan kokuları çoğu zaman fark etmeyiz bile…  İlkbaharda ağaçların ve bitkilerin kokusu daha da belirginleşir ve çevreye yayılır. Havaların ısınmasıyla birlikte dışarıda daha çok vakit geçirdiğimiz için daha fazla kokuyla karşılaşırız. Gözlerimizi birkaç saniyeliğine kapatalım ve algıladığımız kokuları tanımlayalım.  Bize hissettirdiklerini düşünelim. Hangi duygularımızı harekete geçiriyor? Mutlu mu ediyor, iştahımızı mı kabartıyor yoksa hoşnutsuzluk mu yaratıyor? Duyguları tanımladıktan sonra bu kokuların kaynağını düşünelim. Güzel çiçek kokusu hangi bitkiden geliyor olabilir, kokusu sokağa taşan yemeği yapan kişi hangi malzemeleri kullanmış olabilir, burnumuza gelen parfümün kokusu hafif mi ağır mı? Tüm bu detayları hissettiğimizde bizi içine çeken düşünce kalabalıklarından bir süreliğine sıyrılabiliriz.

4-Tat alma

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için en sık yaptığımız fiziksel aktivitelerden biri beslenmek. Bazen ayak üstü hızlıca bir şeyler atıştırırız, bazen uzun süren aile veya iş yemekleri yeriz, bazen de yeme içmeye fırsat bulamayıp saatlerce aç kalırız. Peki en son ne zaman yediğimiz ve içtiğimiz şeyin tadına dikkat kesildik?  İçeriğinde neler var, hangi tadı hissediyoruz, lezzetine 10 üzerinden kaç puan veririz? Yemeğimizi ya da içeceğimizi yutmadan önce bir süre dilimizin üzerinde tutalım ve bunları düşünelim. Sonra yuttuktan sonra ağızımızda bıraktığı tadı hissedelim. Bunu dilimizi dişlerimizin çevresinde gezdirerek yapabiliriz. İlkbaharda bitkilerin yeşermesiyle yemeklerde kullanılan malzemeler daha tazedir. Dondurulmuş gıdalar yerine taze sebzelerden yapılan yemekler ve yeşillikler tat alma farkındalığımızı artırmak konusunda işimizi çok kolaylaştıracaktır. İlkbaharın gerçek anlamda tadını çıkarabiliriz.

5-Dokunma

Farkındalığımızı artırmak için 5 duyumuzla yapabileceklerimizden biri de dokunmaktır. Sadece elimizle dokunduğumuz değil vücudumuzun temas ettiği her yüzeyin veya cismin farkına varmak için dikkatimizi bu yöne kanalize edebiliriz. Yürürken bastığımız zemine yaptığımız baskıyı hissetmek, oturduğumuz koltuğun hareket edip etmediğini kontrol etmek, dokunduğumuz nesnenin ısısını gözden geçirmek veya giydiğimiz ayakkabının ayağımızın hangi bölgesine baskı yaptığını düşünmek. Tüm bunlar aslında gün içinde sürekli temas ettiğimiz ama hiç dikkat etmediğimiz binlerce yüzey ve nesneden sadece birkaçı. Farkındalık seviyemizi yükseltebilmemiz için ‘dokunma’ kadar kolay yapabileceğimiz bir egzersiz yoktur.  5 duyumuzun her birini zihnimizi dinlendirmek, odaklanma düzeyimizi artırmak ve içinde bulunduğumuz anı hissetmek için kolaylıkla kullanabiliriz. 

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.