Sezon Modası

Academia’nın SS25 Koleksiyonu From Dusk Till Dawn Üzerine

Giyinmenin ötesinde bir duruşu, karakteri ve dönüştürücü bir ruh halini temsil eden koleksiyonlar… Academia’nın SS25 koleksiyonu da tam olarak bu duygunun izini sürüyor. Markanın baş tasarımcısı Neslihan Gezent ile bir araya gelerek; From Dusk Till Dawn temasından zamansız silüetlere, feminenlikten asi dokunuşlara uzanan güçlü koleksiyonun kodlarını, şehirli stilin dönüşümünü ve Academia kadınının/erkeğinin çoğalan kimliklerini konuştuk.

Academia’nın bu sezonki DNA’sını ve ruhunu oluşturan temel ilham kaynakları neler?

Academia, modayı sadece giyinmek olarak görmeyen, onunla bir duruş sergileyen insanlar için var. Modern, özgün zevklere sahip, ne istediğini bilen ve hem moda hem de sosyal olarak farkında bir karakterin yansıması. Gösterişli olma çabasında değil ama her zaman dikkat çekici. Cesur ve stilini kendi cümleleriyle kuruyor. 

From Dusk Till Down teması koleksiyonun ruhunu nasıl şekillendirdi? Bu metafor, günün dönüşümünde modanın rolünü nasıl anlatıyor?

Neslihan Gezent

From Dusk Till Dawn, gece şehirde başlayan bir hikâyenin, sabaha kadar süren sinematografik bir versiyonu gibi.

Bu tema, bir günün farklı anlarını  şehirde geçen gündüz saatlerinden, gece boyunca süren cesur ve iddialı duruşlara, oradan da sabahın ilk ışıklarında bir arabanın arka koltuğunda uyuyakalmış bir çöl sahnesine kadar  bir araya getiriyor.

Koleksiyon, bu geçişleri hem ruh haliyle hem de silüet diliyle yansıtıyor. Farklı okazyonları tek bir stile taşıyan bu yaklaşım; stilin gün içindeki dönüşümünü, değişkenliğini ve özgürlüğünü ortaya koyuyor.

Koleksiyonda terziliğin geleneksel kodlarıyla asi sokak stilinin güçlü bir diyalogu var. Sizce bu karşıtlık günümüz kadın ve erkek stilinin neresinde duruyor?

Giyim artık tamamen kişisel bir ifade. Aynı parçayı farklı insanlar bambaşka şekillerde taşıyor. Klasik bir blazer, maskülen ya da sokak stilinin asi ruhuyla kolayca harmanlanabiliyor. Önemli olan parçadan çok, onu seçen kişinin tarzı ve bakış açısı. Farklı stiller bir araya geliyor ama marka ruhu hep aynı kalıyor.

Kadın koleksiyonunda feminenlik ve asi detaylar, erkek koleksiyonunda ise maskülenlikle rahatlık bir arada. Bu duruşu nasıl tarif edersiniz? 

Bu koleksiyonun tavrı, tam anlamıyla kural tanımayan bir denge içinde. Kadın koleksiyonu üç farklı kimliğin sentezinden oluşuyor: Bir yanda net çizgiler, premium kumaşlar ve zamansız sade parçalar var. Diğer yanda rebel ruhuyla daha deneysel, deforme, sanatsal formlar öne çıkıyor. Son bölümde ise New Sexy devreye giriyor; cut-out’lar, asimetriler ve güçlü, cesur bir kadın duruşu. Bu üç karakter, aynı anda var oluyor ve ruh haline göre birbirine karışıyor.

Erkekte ise Chic Sportswear 90’ların nostaljik streetwear tarzı sofistike bir anlatımla ortaya çıkıyor ve koleksiyonun büyük bir kısmını oluşturan yeni minimalizm ile temiz çizgiler, yüksek kaliteli kumaşlar ve güncellenmiş kalıplarla karşımıza çıkıyor.

Koleksiyonda keskin hatlar, utility detaylar, asimetrik çizgiler gibi unsurlar ön planda. Bu tasarım öğeleri günümüz şehirlinin stil ihtiyacına nasıl cevap veriyor?

Academia koleksiyonlarının olmazsa olmazı, parçaların biraz deconstructed, asimetrik ve yıpranmış detaylara sahip olması. Bu, markanın karakterini tam anlamıyla yansıtıyor. Bu detaylar tüm ürün gruplarında karşımıza çıkıyor. Yıpratılmış saten etekler, kirlenmiş küçük çiçek desenli elbiseler ya asimetrik kesimli trikolar gibi…

Tekstil ve kumaş seçiminde fonksiyonellik ve estetik nasıl dengeleniyor? Bu konuda öncelikleriniz nelerdi?

Estetik ve fonksiyonellik bizim için birbirinden ayrılmaz iki unsur. Bir tasarım ortaya koyarken mutlaka her iki tarafı da çok yönlü düşünmek gerekiyor. Kumaşın dokusu, duruşu kadar kullanıcısına sağladığı rahatlık ve işlevsellik de bizim için çok önemli.

Koleksiyonun her parçası kendi içinde bir hikâye anlatıyor. Sizce bu sezonda en öne çıkan veya en çok ses getirecek parça hangisi?

Çapraz detaylı elbiseler. Özellikle, payetli crochet beach-to-bar konseptli elbise diyebilirim.

Tasarımlarınızda hem klasik hem asi bir dil var. Bu dili oluştururken hangi moda kodları ya da estetik yaklaşımlardan ilham aldınız?

90’lar-2000’ler minimalizmi ve PJ Harvey’nin biraz daha romantik hali diyebiliriz.

Moda dünyasında hızla değişen trendlerin arasında zamansızlık ve çok yönlülük kavramlarını nasıl koruyorsunuz? Bu koleksiyonlarda bu değerleri nasıl yaşatıyorsunuz?

Trend olan her şeyi yapmak yerine, öncelikle kendi süzgecimizden geçiriyoruz. Moda hızlı değişiyor, ama bizim için zamansızlık çok daha değerli. Bu yüzden koleksiyonlarımızda çok yönlülüğü ve kalıcılığı ön planda tutuyoruz. Parçaların farklı tarzlara uyum sağlaması, birden fazla şekilde giyilebilmesi bizim için çok önemli.

Son olarak, Academia 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarıyla vermek istediğiniz en güçlü mesaj nedir?

Academia; stilini başkaları için değil, kendisi için yaratan, özgürlüğü ve özgünlüğü kıyafetle ifade eden insanların markası. Ve bu sezonda da en güçlü duruşun, kendi olabilmekten geçtiğini vurguluyoruz.

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.