Seyahat

Batum’da görülecek 5 yer

Artvin’in hemen karşısında bulunan Batum, deniz kenarındaki konumu, ulaşım kolaylığı, gelişen turizm altyapısı ve Türkiye’den Gürcistan’a vizesiz seyahat imkanıyla son yıllarda seyahat edenlerin giderek daha çok tercih ettiği bir yurt dışı rotası haline geldi. Batum merkezi meşhur Ali ve Nino Heykeli gibi mgörülmesi gereken yapılara, Piazza ve Avrupa gibi canlı meydanlara ev sahipliği yaparken; Acara başkentini çevreleyen dağlık bölge de Makhuntseti ve Mirveti şelaleleri gibi doğa harikalarını görme fırsatı sunuyor. Şehrin modern ve tarihi mimarisinin bir araya geçişini, Karadeniz kıyısındaki güzel plajları ve Gürcistan’ın güneydoğusunun yeşil coğrafyasını bir arada görmenin ideal bir yöntemi ise Argo teleferiğine çıkmak.

Batum Bulvarı

Karadeniz’e paralel olarak yedi kilometre boyunca uzanan Batum Bulvarı, şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini bir araya getiriyor ve yürüyüş yapmak, bisiklete binmek ve deniz kenarındaki kafelerde vakit geçirmek isteyen Batum halkı ve turistlerden rağbet görüyor. 19’uncu yüz yılda inşa edilen bulvar, yeşil alanları, dekoratif kolonları ve müzikli fıskiyeleriyle Batum’un kıyı kenti ruhunu yansıtıyor.

Ali ve Nino Heykeli

Batum Bulvarı yakınlarındaki “Ali ve Nino” heykeli, şimdiki konumuna yerleştirildiği 2010 yılından bu yana kentteki en ünlü yapılar arasında yerini almış durumda. “Ali ve Nino”,  Gürcü heykeltraş Tamara Kvesitadze tarafından ilk olarak 2007 yılında Venedik Bienali için “Erkek ve Kadın” adıyla tasarlanmış ve daha sonra Kurban Said’in 1937 tarihli meşhur romanına atıfla “Ali ve Nino” adını almış. 10 dakikada bir birbirine yaklaşan ve daha sonra ayrılan 8 metrelik iki hareketli figürden oluşan bu heykel, Azerbaycanlı Müslüman Ali ile Gürcü Hıristiyan Nino’nun kültürel farklılıklarına rağmen yeşerttiği aşkın hikayesinden ilham alıyor.

Avrupa ve Piazza Meydanları

Batum’un iki büyük meydanından Avrupa Meydanı’nın ortasında Yunan mitolojisinden prenses Medea’nın bir heykeli yer alıyor. 19 ve 20’nci yüz yıldan mimari yapılarla çevrili olan bu meydan, festivaller, konserler ve diğer kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor. 2010 yılında inşa edilen Piazza Meydanı ise İtalyan mimarisinden ilham alan Vazha Orbeladze tarafından tasarlandı. Piazza Meydanı’nın ortasında bulunan ve Natali Amirejibi’nin eseri olan yer mozaiği, aynı zamanda türünün Avrupa’daki en büyük örneği olma özelliği taşıyor. Meydanın etrafındaki kafeler ve restoranlar, özellikle yaz aylarında son derece canlı bir atmosfere bürünüyor ve halkın uğrak noktası oluyor.

Gonio-Apsaros Kalesi

Batum’u çevreleyen dağlık ve ormanlık bölge de hem doğa, hem tarih meraklılarına hitap eden güzellikler barındırıyor. Roma döneminden kalan ve günümüzde 18 kulesi ayakta kalan Gonio-Apsaros Kalesi’nin, aynı zamanda İsa’nın havarilerinden Yahuda İşkariyot’un yerine seçilen Mattiya’nın mezarına ev sahipliği yaptığına inanılıyor.

Makhuntseti ve Mirveti Şelaleleri

Bölgenin içine doğru ilerledikçe etrafı sık ormanlarla çevrili doğa harikaları olan Makhuntseti ve Mirveti şelaleleri karşımıza çıkıyor. Türkiye sınırları içinde doğan Çoruh Nehri ve onun kollarından Açaristskali, bu bölgeye karakteristik özelliklerini kazandıran iki önemli akarsuyu oluşturuyor. Macera severlerin rafting de yapabildiği Çoruh ve Açaristskali, piknik yapmak veya üzerlerine kurulu eski köprüleri fotoğraflamak isteyenleri de kendine çekiyor.

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.