Sinema & TV

“Ben çok mu fazlayım?” diyenlerin dizisi: Too Much

Terk edildikten hemen sonra eski erkek arkadaşınız “mükemmel” bir influencer’la ilişkiye başlasa tepkiniz ne olurdu? Peki, birkaç hafta içinde evlenme teklifini bir Instagram Reels’ı olarak izleyerek öğrenseniz?

ben-cok-mu-fazlayim-diyenlerin-dizisi-too-much

2010’ların efsanevi dizisi Girls’ün yaratıcısı Lena Dunham’ın yeni yapımı Too Much, 30’lu yaşlarında depresif bir genç kadın olan Jessica’nın New York’tan Londra’ya uzanan kendini bulma hikayesini anlatıyor.

Ergenliğini 2010’larda Girls izleyip Tumblr’da blog yazarak geçirmiş biri olarak Dunham’ın yeni bir diziyle dönüş haberi beni gerçekten heyecanlandırdı. Girls izleyicisiyseniz, trajikomik arkadaşlıkları ve “coming of age” ilişkilerini, tüm gerçekliğiyle insan olma halini anlatan yapımları seviyorsunuzdur diye tahmin ediyorum. Too Much’a da benzer bir beklentiyle başladım ve tüm sezonu henüz bitirememiş olsam da aradığımı bana biraz da olsa verdiğini şimdiden söyleyebilirim.

Eski sevgilisine göre “too much” biri: Jessica

ben-cok-mu-fazlayim-diyenlerin-dizisi-too-much

Hikaye, büyük bir kalp kırıklığının ardından Londra’ya taşınıp Felix adında bir müzisyenle tanışması üzerine öz değerini bulmaya ve kendini anlamaya çalışan, oldukça takıntılı ve eski sevgilisi Zev’e göre “too much” olan Jessica’yı merkezine alıyor. Girls’te alışık olduğumuz anti-kahramanlara (Hannah Horvath’a ve dolayısıyla Lena Dunham’a) çok benzeyen Jessica karakterini, Golden Globe ödüllü Hacks dizisinden tanıdığımız Megan Stalter canlandırıyor. Stalter’ın oyunculuğu, Jessica’yı Girls kadar ikna edici ve özdeşleşilebilir kılmakta biraz yetersiz kalıyor. Dizi, oyunculukla beraber Dunham’ın günümüzü yakalama çabasıyla biraz fazla Gen Z terimi kullanması dışında keyifli ilerliyor. Ki bu çaba da aslında elde edilmek istenen “cringe” ve rahatsız edici durumları izleyiciye geçirme konusunda işe yarıyor diyebilirim.

ben-cok-mu-fazlayim-diyenlerin-dizisi-too-much

Jack Antanoff’tan ilham

Duyduğuma göre Too Much, uzun süredir Londra’da yaşayan Dunham’ın Jack Antonoff’la olan ilişkisinden epey ilham almış. Dunham’la olan uzun ilişkisinin ardından Antonoff’un Margaret Qualley ile oldukça “public” olan evliliği ve gercek hayat ile olan benzerlikler Too Much’a olan merakımı daha da artırdı. Örneğin dizinin sinir bozucu ex’i Zev; her konuda eleştirel, küçümseyici ve mansplaining’in dibine vuran biri. Jack Antonoff’un böyle biri olduğuna inanmakta hiç de güçlük çekmezken buluyorum kendimi.

Aynı zamanda Dunham’ın şu anki partneri ve dizinin yapımcılarından Luis Felber de, Jessica’nın Londra’da tanıştığı müzisyen erkek arkadaşı Felix’le fazlasıyla benzer özellikler taşıyor. Bu durum da Too Much’ın Dunham/Antonoff ilişkisi ekseninde şekillendiği iddiasını güçlendiriyor.

ben-cok-mu-fazlayim-diyenlerin-dizisi-too-much

30’a ramak kala hala 23 yaşında olduğunu zanneden, kendini anlama çabasıyla boğuşan bir kadın olarak Too Much’ı oldukça nostaljik ve samimi buldum. Şimdilik sezonun kalanını bir günde bitirmeme çabasındayım, fakat binge-watching bir huydur bizde.

Puan: Bir Girls değil.

Not: Jack Antonoff, sana çok gıcık oluyorum.

Kapak / Fotoğraflar: Netflix Türkiye

İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> The Gilded Age’den yeni sezon: Güç, aşk ve oy hakkı

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.