Not: Yazıda davaya dair tetikleyici olabilecek detaylar bulunuyor.
Sahne adıyla Diddy olarak bilinen rapçi ve iş insanı Sean John Combs 16 Eylül 2024 tarihinde, suç örgütü kurma, cinsel istismar, insan ticareti ve seks ticareti için taşıma suçlamaları ile tutuklandı. Dava sonucunda on dört ayı hali hazırda yatılmış sayılarak elli aylık bir ceza aldı, yani üç buçuk yıldan birazcık daha fazla bir süre cezaya çarptırıldı.
Bu ceza her ne kadar “suçlu” bulunduğu ve teknik olarak davayı kaybettiği anlamına gelse de aslında suçlandığı eylemleri göz önünde bulundurduğumuzda belki de bir ömrü parmaklıklar arkasında geçirmesi gereken Diddy; parası, güçlü bağlantıları ve kendisini diğer fail erkekleri koruduğu gibi koruyan tecavüz kültürünün bir sonucu olarak davasını kazanmış oldu.
Tecavüz kültürü; medya, eğitim, hukuk, mizah, dil ve günlük davranış biçimleri aracılığıyla cinsel saldırı ve taciz olaylarının failini aklayan veya mağduru suçlayan bir anlayışın süreklilik kazandığı bir toplumsal yapıdır.
Tecavüz kültürü faili aklarken mağdurun güvenirliliğine saldırır, hakkında beyan olan arkadaşlarıyla arasını açmaz, mahkemede hakkında “karakter tanıklığı” yapar, şakalar yaparak olayın ciddiyetini azaltmaya çalışır, mahkemede “iyi hal indirimi” uygular, ahlakçı bir yaklaşımla mağdurun karakterine saldırır. Diddy davası, git gide “woke”laştığı iddiası ile eleştirilen ana akım medyanın aslında ilk günkü kadar patriyarkal kodlarla hareket ettiğinin en güncel örneklerinden biri.
İçindekiler
Suçlamaları şakaya çevirme
Diddy davası, özellike Amerika’da çok ses getirmesiyle beraber davaya karışan ünlü isimler sebebiyle hızlıca bir “şakaya” dönüştü. Hem de internetin her yerinde Diddy’nin partnerlerine şiddet uyguladığı görüntüler olmasına, kendisine dair birden fazla erkek ve kadının cinsel saldırı beyanı olmasına rağmen. Hızlıca popüler kültürün ve rap dünyasının terminolojisine eklenen davada sızdırılan bazı detayların içi boşaltıldı ve Diddy’nin güç istismarı, rıza dışı cinsel birliktelikler, uyuşturucu, şiddet ve alıkoyma ile dolu olan ev “partileri” kimin katıldığından içeride hangi müzik çaldığına kadar bir magazin unsuruna dönüştü.
Diddy tarafından farklı şekillerde istismara uğramış insanların bir kısmının “erkek” olması, yani Diddy’nin gizlediği bir eşcinsel tarafının varlığı ise tüm bu “dalga geçme” durumunu daha da arttırdı. Artık, “Diddy gibi olmak” rap şarkılarında “eşcinsel olmak” yerine kullanılan bir referans oldu ve homofobinin hala çok yüksek olduğu rap müzikte Diddy’nin erkeklere duyduğu ilgi bu erkeklerin rızasını almadığı gerçeğinin üzerini örttü. Üstelik, iddiaların bir kısmında adı geçen erkekler Usher gibi çok genç yaşta “keşfedip” bir yandan da patronu olduğu çocuklardı.
Diddy için hazırlanan dosyada, evinde litrelerce “bebek yağı” depoladığı ve bu yağları seks ve uyuşturucu içerikli partilerinde yerleri kayganlaştırıp mağdurların kaçmasını önlemek için kullandığı iddia edilmişti. İnternet, bu korkunç bilgiyi birkaç gün konuştuktan sonra “bebek yağı”nı da şakaya dönüştürdü.
Failin arkasında duranlar
Süreç boyunca, Diddy’nin endüstrideki arkadaşları onunla bağlarını kesmek yerine sessizliklerini korumayı ya da “gizli tanıklık” yapmayı tercih ettiler. Hatta, Diddy’nin mahkeme süreci başlamadan önceki son partneri olan Yung Miami sahne adıyla tanınan Caresha Romeka Brownlee mahkemeye Diddy için “karakter tanıklığı” yaptığı ve partnerinin sadece kendisini değil çevresindeki herkesi düşünen ve destekleyen iyi bir adam olduğuyla ilgili bir mektup yazdı. Sanki bu bir şey ifade ediyormuş gibi, suçlamaların hiçbirine ilişkileri boyunca tanıklık etmediğini söyledi.

TMZ
Diddy’nin kariyeri boyunca beraber iş yaptığı, aile ilişkileri kurduğu, romantik ilişkiler yaşadığı isimlerin hiçbiri açıklama yapmadı. Jay-z ya da Beyonce gibi bir sözü ile kamuoyunun odağını değiştirebilecek isimler dava süreci boyunca mağdurlarla “empati kurduklarına” dair bir açıklama bile yapmadılar.
Mağdur suçlayıcılık: Cassie örneği
Cassie 2005 yılında Diddy ve Diddy’nin şirketinde çalışan prodüktörler tarafından keşfedilmiş bir pop şarkıcısı, model ve oyuncu. Daha sadece on sekiz yaşında iken Diddy’nin plak şirketi olan Bad Boy Records ile anlaşma imzalıyor, 2006 yılında büyük bir hit olan şarkısı Me & U yayınlanıyor ve magazindeki haberlere göre 2007 yılında yani kendisi yirmi Diddy ise otuz yedi yaşındayken ikili arasında “romantik bir ilişki” doğuyor. Aralarında tam on yedi yıl yaş farkı var. Üstelik Cassie ilişkinin başında müzik dünyasında tutunmaya çalışan yetenekli ve genç bir kadınken Diddy endüstrinin en önemli isimlerinden biriydi.
İkili 2012 yılında beraber yaşamaya başladı ve 2018 yılına kadar da birliktelikleri devam etti. Bu süreçte, Cassie hiçbir zaman insanların ilk çıkış yaptığında kazanacağını sandığı ünü kazanamadı, daha çok Diddy’nin sevgilisi olarak var oldu. İlişkileri bittikten kısa süre sonra sağlıklı bir ilişkiye başladı ve partneri ile evlendikten sonra Diddy’e cinsel istismar ve şiddet suçlamaları ile dava açtı. Davanın en önemli kanıtlarından biri ikilinin bir tatil için gittiği otelin güvenlik kamerasından sızdırılmış bir video idi. İnsanın izlemeye bile dayanamadığı videoda Diddy’nin Cassie’yi koridor boyunca kovaladığı, saçından tutarak yerde sürüklediği ve yakalandığında yerden kalkamayacak seviyede yara almasına sebep olacak kadar sert bir biçimde fiziksel şiddet uyguladığını görmek mümkün.
Bütün kanıtlara rağmen Diddy ve Cassie dava açıldıktan bir gün sonra mahkeme dışında anlaşmaya vardılar ve Diddy’nin tazminat ödemesi sonucunda Cassie davacı olmaktan vazgeçti.
Diddy hakkında başka bir sürü suç ve beyanla açılan yeni davada ise, Cassie en önemli tanıklardan biriydi. Yaşadığı şiddetin video kaydı olmasına rağmen medya tarafından sürekli kötülenen Cassie, gencecik bir kadın olarak başladığı ve çeşitli manipülasyonlar sebebiyle şiddet döngüsünden çıkamadığı ilişkiyi “bırakıp gitmediği” ya da “bir kariyer için devam ettirdiği” sebebiyle insanlar tarafından suçlandı.
“Mükemmel mağdur” yaratma ya da arama, mağdurun kişisel hatalarını beyanın bir parçası gibi değerlendirip yaşadıklarını hafifletmeye çalışmak tecavüz kültürünün fail aklama pratiklerinden bir başkası çünkü mükemmel mağdur diye bir şey yok. Her zaman daha uzun giyinebilir, daha az davetkar olabilir, kendinizi daha iyi koruyabilir, daha erken eve dönebilir, daha doğru erkekleri seçebilir, daha hızlı yardıma ulaşabilirsiniz. Cassie; dava sürecinde ilişkileri boyunca neredeyse sürekli ağır kimyasal uyuşturucuların etkisi altında olduğunu, saç kesiminden o gün ne yediğine kadar Diddy’nin kontrolünde olduğunu, cesaretini toplayıp evi terk ettiğinde Diddy’nin “adamları” tarafından bulunup zorla geri getirildiğini söylemesine rağmen medya tarafından “en az Diddy kadar hasta”ymış gibi gösterilmeye çalışıldı.

Fotoğraf: Cassie @cassie
Çirkin gerçek
İşin aslı, Diddy sahip olduğu güç ve para sayesinde bu davadan sıyrılmanın başka bir yolunu da bulacaktı fakat bu suçlamaların hepsinin kanıtları olduğu ve onlarca insanın hayatını direkt olarak etkilediği gerçeğini değiştirmeyecek. Bu tür davaların en tehlikeli yanı, “emsal” teşkil etmeleri. Cezasızlık iklimi, Diddy kadar güçlü olmayan başkalarının da sonuçları olmadan suç işleyebileceği bir ortam hazırlıyor ve potansiyel faillere yalnız olmadıklarını, Spotify’dan şarkılarını dinleyebilecekleri bir sanatçının da en az onlar kadar “hasta” olduğunu hissettiriyor.
Yine de, dava süreci boyunca tüm bunları bilmeleri ve daha önce görmelerine rağmen inanılmaz bir cesaret ile ortaya çıkıp bütün dünyaya yaşadıkları en travmatik olayları anlatan tüm mağdurları saygıyla selamlamak gerekir. Cesaret de, aynı bu davalar gibi “emsal” teşkil eder ve dünyanın diğer taraflarında ortak deneyimler yaşamış insanlara yalnız olmadıklarını, bir yerlerde onlara inanacak başka kadınlar olduğunu hatırlatır. Bunun en iyi örneği yıllar sonra Fransa’da kazandığı davayla Fransa’nın “tecavüz” yasasının değişmesini sağlayan Gisèle Pelicot.
Cinsel istismar ve şiddet mağdurlarını korumak konusunda dünya olarak sandığımızdan çok daha gerideyiz. Evet, temelinden bozuk bir adalet sistemini ya da bu sistemle yıllarca el ele gidip birbirini desteklemiş patriyarkayı bir anda ortadan kaldırmamız mümkün değil. Mümkün olan ise; mağdurların yanında olmak, onlara inanmak, davalar bittiğinde nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın onlara destek olmaya devam etmek ve failin kim olduğunu asla unutmamak.
Diddy davasının bu denli büyük bir haksızlık ile sonuçlanması insanlık için bir kara leke olarak kalacak fakat biz Sean John Combs’un bir fail olduğunu hiç unutmayacağız.
Fotoğraf: Mahkeme çizimi, Diddy davası (2025). Yalnızca editoryal kullanım içindir.
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Müziğin kör noktası: Kolektif unutkanlık