Günümüzün it girlleri sosyal medyada bambaşka bir enerji yayıyor: abartılı prodüksiyonlardan, ağır filtrelerden ve yapay mükemmellikten uzak bir gerçeklik. Peki, sosyal medyada onlar gibi bir iz bırakmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? İşte 2025’in ruhuna uygun bir sosyal medya kullanma rehberi.
İçindekiler
Plan yapmayın, anı paylaşın
Artık sosyal medya bir vitrin değil, yaşayan bir albüm gibi görülüyor. Her paylaşımın üzerinde saatlerce düşünmek yerine, o anın duygusunu korumak çok daha etkileyici. Mükemmel ışığı, kusursuz açıyı aramayı bırakın. Bazen bulanık bir selfie ya da aceleyle çekilmiş bir masa fotoğrafı, mükemmel bir pozdan çok daha fazla kişilik taşıyabiliyor. Devon Lee Carlson’ın Instagram’ına bakarsanız, anın doğallığını kaybetmeden nasıl stil sahibi olunabileceğini görebilirsiniz.
Filtreleri abartmayın veya #throwback yapın
2025’te “ham” içerikler hala değerli. Ancak son dönemde, 2014 Tumblr estetiğinin dönüşüyle birlikte filtre kullanımı sosyal medyada hafif bir “throwback” havası kazandı. Artık Instagram’daki hazır filtreler esprili bir şekilde, o dönemlere selam vermek için kullanılıyor. Burada önemli olan, aşırıya kaçmamak. Paylaşımlar hala çabasız bir his taşıyor; sanki Instagram’a yüklemeden iki dakika önce “hadi şu filtreyi ekleyeyim” denmiş gibi. Görüntüler aşırı düzenlenmiş durmuyor.
Küçük hikayeler kurun
Tek bir mükemmel fotoğraf paylaşmak artık kimseyi etkilemiyor. Onun yerine, küçük anlardan oluşan bir hikaye yaratın. Hafta sonu kaçamağından, yeni keşfettiğiniz bir kafeye; sabah kahvenizden gece yürüyüşlerinize kadar… Farklı anlar bir araya geldiğinde, sizin dünyanızı daha etkileyici bir şekilde anlatıyor. Alexa Chung’ın sosyal medya akışı buna iyi bir örnek: her paylaşım küçük bir hikâyenin parçası gibi hissettiriyor.
Mükemmel görünme zorunluluğunu bırakın
İyi bir gününüzde de kötü bir gününüzde de kendinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Mükemmel görünmek için sürekli poz vermek ya da sadece en iyi anlarınızı göstermek, artık etkileyici bulunmuyor. Asıl bağ, kusurları da görünür kıldığınızda kuruluyor.
Satmayın, paylaşın
Sponsorlu içeriklerle dolu bir hesap, artık ilham verici olmaktan çok uzak. Gerçek bir it girl gibi sosyal medyada var olmak istiyorsanız, kullandığınız her şeyi satmaya çalışmaktan vazgeçin. İçeriklerinizi iş birliklerinden bağımsız bir şekilde üretin. Artık herkes gerçek deneyimlere ve sahici hikayelere değer veriyor.
“Bu paylaşılır mı?” diye sormayın
Bazen en ilham verici anlar, en sıradan olanlar. Bir market torbası, dağınık bir oda ya da komik bir selfie… Bu konuda en iyi örneklerden biri Devon Lee Carlson. Onun paylaştığı kareler çoğu zaman plansız ama tam da bu yüzden keyifli.
Samimiyetten korkmayın
Gerçek bir it girl etkisi yaratmak, kendiniz olmaktan ve bunu göstermekten geçiyor. İnsanlar artık mükemmel pozlar, çok planlanmış hayatlar görmek istemiyor. Bunun yerine, bir arkadaşının albümüne bakıyormuş gibi hissetmek istiyorlar. Spontane bir kahkaha, gece geç saatte yazılmış bir not, sabah ışığında çekilmiş bir selfie… Sosyal medya paylaşımlarınızı, “kusursuz içerikler” değil, hayatın kendisi gibi düşünün.
Kapak: @devonleecarlson
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Lazy Girl” estetiği: Minimal eforla maksimum etki