Yapay zekanın moda dünyasındaki yeri uzun süredir tartışma konusu. Ama geçtiğimiz haftalarda Guess’in, tamamen yapay zeka ile yaratılmış bir modelle hazırladığı reklam kampanyası tartışmaları yeni bir boyuta taşındı.
Seraphinne Vallora tarafından geliştirilen AI model ile hazırlanan görsel, yalnızca bir estetik önerisi değil; aynı zamanda emek, temsil ve çeşitlilik konularını da yeniden gündeme getirdi. Peki bu kampanya tam olarak neyi temsil ediyor? Endişelenmeli miyiz, yoksa yeni estetik formlara açık mı olmalıyız?
Gerçeklik mi, simülasyon mu?

Fotoğraf: Seraphinne Vallora @seraphinnevallora
Guess’in kampanyasında kullanılan model, yapay zeka tarafından yaratılmış olmasına rağmen fazlasıyla tanıdık: Sarışın, renkli gözlü, pürüzsüz bir ten… Yani moda tarihinde onlarca kez gördüğümüz, eleştirilen bir güzellik ideali. Bu da gösteriyor ki, teknolojinin kendisi değil, kimin elinde olduğu ve ne için kullanıldığı daha belirleyici. Çünkü AI’ın üretimindeki veri setleri, onu tasarlayanların estetik tercihleriyle şekilleniyor. Moda dünyası yıllardır beden çeşitliliğini, etnik temsiliyetini ve farklı estetik anlayışlarını daha görünür kılmaya çalışırken; tek tip bir güzellik kalıbının bu kez yapay bir modelle yeniden üretilmesi, ister istemez çelişki yaratıyor.
Sosyal medyada yankılar: Kim temsil ediliyor?
Bu reklam yalnızca moda mecralarında değil, sosyal medyada da yoğun tepkiler aldı. Özellikle yaratıcı sektörlerde çalışan kişiler, AI’ın giderek artan şekilde kullanılmasıyla birlikte kendi emeğinin görünmezleştiğini hissetti. Tartışmalar yalnızca “AI işlerimizi elimizden alacak mı?” sorusu etrafında dönmedi; aynı zamanda şu soru da soruldu: Bu dünyada bizim yüzümüz, bedenimiz, estetik anlayışımız hala yer bulabiliyor mu? Bazı kullanıcılar kampanyayı “yaratıcı bir AI kullanımı” olarak olumlu karşılarken, pek çok kişi bu görselin, zaten dışlanmış hissettikleri güzellik anlayışının bir kez daha kutsanması olduğunu yazdı. “Yapay bir model mi, gerçek bir beden mi?” sorusu burada teknik değil, temsiliyetle ilgili bir meseleye dönüşüyor.
Moda, AI ve gelecek: Kaçmak mı, dönüştürmek mi?

Fotoğraf: Metaverse Fashion Weeks @metaversefashionweeks
Guess kampanyası, moda dünyasındaki AI kullanımının ilk örneği değil. Daha önce Balenciaga’nın metaverse defileleri, AI tarafından yazılan kreatif metinler ya da dijital influencer’lar üzerinden benzer tartışmalar yapılmıştı. Yani bu yalnızca bir reklam meselesi değil; tüm sektörü ilgilendiren bir dönüşümün parçası. Yapay zekaya tamamen karşı çıkmak, onu görmezden gelmek artık mümkün değil. Belki de mesele, AI’a karşı olmak değil, onu nasıl kullanacağımızı yeniden düşünmekte. %100 insan emeği veya %100 yapay zeka gibi uç kutuplar yerine, daha hibrit ve etik modeller geliştirilebilir.
Hayaller yeniden yazılırken…
Yapay zeka, hayallerimizi çalmak zorunda değil. Belki de önemli olan, üretimi tamamen devretmemek. Birlikte üretmenin yollarını bulmak. Bugün hala, her yazıda bu dengeyi yeniden kurmaya çalışıyorum. Teknolojiyle barışırken, ilhamımı da korumaya… Çünkü biliyorum: Yeni olan her şey, eskisini silmek zorunda değil. Ama biz neyin silinmesine izin verdiğimize dikkat etmeliyiz.
Fotoğraflar: Seraphinne Vallora @seraphinnevallora / Metaverse Fashion Weeks @metaversefashionweeks
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Sokaktan defileye: Kopenhag Moda Haftası