Toplumsal Konular

Performatif erkek yarışmaları: Kim neyi perform ediyor?

Son iki haftadır ülkenin her yerinde farklı üniversiteler kampüsünün en performatif erkeği arıyor, rekabetin git gide arttığı ve herkesin “yaratıcılık” sınırlarını zorlaması gereken bu etkinliklerin kazananları da hiçbir zaman ortaklaşabildiğimiz insanlar olmuyor, bize yeteri kadar perform etmiş gibi gelmiyor. Belki de asıl soru şu: Nedir bu performatif erkek?

Charles Thrush, Block Club Chicago için yazdığı bir yazıda “performatif erkek” arketipini “tek amaçları, ilerici kadınlara hitap edebilecek sahte bir estetik yaratmak için geleneksel olarak feminen sayılan hobileri taklit eden erkek” olarak tanımlıyor. Tanım temelinde Judith Butler’ın cinsiyet teorisinde bahsettiği “toplumun cinsiyet beklentilerine göre davranmayı bir performans haline getirmek” anlatısından geliyor. Tabii ki, bu tanım yarışmalarla beraber genişliyor ve bu performatif erkeklerin birtakım temel eşyaları da olması gerekiyor çünkü her performans gibi bu da hobilerin ötesinde kostümler içeriyor. Zor durumda kalan kadınlara vermek için yanında vegan ped ve tampon taşıyan, kablolu kulaklık kullanan ve buzlu matcha latte içen bu erkekler “kadın deneyimlerini” çok iyi anlamakla övünüyor ve bez çantasından bir anda kadınların sahiplendiği albümlerden birinin plağını çıkarıyor. Çünkü bilirsiniz, ben de Fiona Apple plağım olmadan evden asla dışarı çıkmam.

Temelinde, bir grup erkeğin “female gaze” yani kadın bakış açısına çekici gelmek için birbiriyle yarışması fikri kulağa çok da kötü gelmiyor. Hatta, bu erkek tipiyle dalga geçen ve tam da bu yüzden performatif olmadığını düşünen bir grup erkeğin hemcinslerinin içselleştirilmemiş modern gözükme çabasıyla dalga geçmesi de oldukça eğlenceli. Ya da, en başında öyleydi.

Neyi perform ediyoruz?

Biraz derine indiğimizde, sormamız gereken soru sanırım şu oluyor: Bu erkekler neyi perform ediyor ve bu performans hangi noktadan sonra zarar vermeye başlıyor?

Yarışmaların büyümesi ve ilgi görmesi, sosyal medya mecralarında eril dili ve homofobik söylemleri yeniden üreten bir hale doğru yavaş yavaş ilerliyor çünkü bu çiftleşme dansının diğer tarafında kalan ve “maskülenliği” ile var olan erkek başka bir grup erkeğin gözünde kendileri kadar “erkek” olmayan başkalarının kadınlardan bu kadar ilgi görmesi hoşuna gitmiyor. O zaman, bu modern erkek tipi aşağılanmaya başlanıyor, oysa yarışmaların ve şakaların dışında bu hayatı perform etmeyen ve gerçekten yaşayan insanlar var.

Performatif bir erkek olmak, neredeyse doğada bir çiftleşme dansı yapmak gibi zeki, anlayışlı ve tehditkâr gözükmeme çabası içeriyor. Bir yandan da, bir “kadınlık taklidi” ama aynı zamanda kuir erkeklerin de bir replikası gibi. Yani aslında, bu erkeklere yöneltilen nefret, taklit ettikleri kültürel öğelere yöneltiliyor. Kadınlık deneyimleri, kuir deneyimler hetero erkeklerin kendi aralarındaki yarışında aşağılanan bir şeye dönüşüyor.

Anti-entelektüelizm

Performatif erkeklerin başka bir özelliği ise, kitap okumaları. Genelde feminist okuma yapan bu erkekler her zaman yanlarında Simone de Beauvoir’in İkinci Cinsiyetini ya da Roxane Gay’in Kötü Feminist kitabı ile dolaşıyor.

Bana sorarsanız, kitap okumak kadar günlük bir öğeyi, bir performansın parçası yapmak oldukça tehlikeli bir yolun kapısını açıyor. Küresel anlamda sağ ve gerici ideolojilerin yükselişi ile beraber küçümsenen ve sadece zengin bir grup insanın sıkıldıklarında zaman öldürmek için kullandıkları bir etkinlikmiş gibi gözükmeye başlayan “entelektüel” aktiviteler, temelinde daha az okuyan, düşünen, öğrenen ve sorgulayan bir toplum inşasının parçası. Kitap okumak ya da feminist okumalar yapmak gibi aktiviteleri bir performansın parçası haline getirip cis-hetero erkeklerin sadece kadın ilgisi için yapacağı bir “role” dönüştürdüğümüzde biz de bunu besliyor oluyoruz.

Özgür ve güvenli bir şekilde kendimizi ifade edebilmemiz için alan yaratmak adına çok zaman harcadık; bu noktada cinsiyet rollerini yeniden pekiştiriyormuş gibi hissettiren bu etiketleme biçimi olduğumuz noktadan geriye birkaç adım atmak gibi hissettiriyor. Biyolojik cinsiyeti erkek olan insanlara yönelik toplumsal beklentiler oluşturmak ve bu beklentilerin dışındaki ilgi alanlarını “yüzeysel” olarak kabul etmek hetero erkekleri sosyal bilimler gibi alanlardan dışlarken bir yandan da kendilerini geliştirme yönünde atabilecekleri adımların önünü tıkıyor.

Tüm bunların başlangıcı bir grup üniversite insanın kendi arasında eğlenmek istemesiydi. İtiraf etmek gerekirse, kampüsümün en performatif erkeğini seçmek eğlenceliydi de. Sadece, kavramlar günümüz dünyasında bizim kontrolümüzün dışında yayılıyor ve yeni anlamlar kazanıyor. Tüm bunlarla beraber, performatif erkek kavramı tamamen gereksiz de değil. Evet, performatif erkekler gerçekten varlar ve performansları hiçbir zaman uzun sürmüyor. Bir çoğumuz karşımızdaki insanın ve tavrın samimi mi yoksa bir replika mı olduğunu anlıyoruz. Önemli olan, bu kararı verme aşamasında insanları dış görünüşlerine dair tercihlerine bakarak etiketlemeden önce gerçek bir şans vermek.

Fotoğraf: Betül Kaplan

İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Kıskanç, hassas ve duygusal: Medya dili üzerine

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.