Röportaj

Sezin Hazak ile S.simple’ın Sade ve Zamansız Tasarım Yolculuğu

Minimalist çizgisi, doğal materyallere olan bağlılığı ve zamansız tasarım anlayışıyla kısa sürede dikkat çeken S.simple, yalnızca bir giyim markası değil; aynı zamanda bir yaşam felsefesinin yansıması. Markanın kurucusu Sezin Hazak ile S.simple’ın doğuş hikayesini, yaratım sürecindeki önceliklerini ve çağdaş kadına hitap eden bu girişimin geleceğe dair rotasını konuştuk.

Röportaj: Sude Ilgın Sak

Fotoğraflar: Sezin Hazak’ın izniyle

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Kendimi bildim bileli hayal kurar, sonra da o hayallerin peşinden gitmeyi severim. Eğitim hayatıma Koç Okulu’nda başladım; ilköğretim ve lise öğrenimimi burada tamamladıktan sonra, Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldum. Staj dönemlerimde, iş hayatına farklı bir yönden devam etme isteği ağır bastı. İçimdeki yaratma arzusunu takip ederek aile şirketimizde çalışmaya başladım. İki yılın sonunda tutkumu hayata geçirdim ve S.simple doğdu. Üretmeyi seven, sevdikleriyle güçlü bağlar kuran ve hayallerinin peşinden yorulmadan yürüyen biriyim.

Moda dünyasına ilk adımınızı, ailenizin köklü markası Grandi’de attınız. Sizi oradan S.simple gibi sade ama karakteri güçlü bir markaya götüren süreç nasıl şekillendi?

Moda dünyasına ilk adımımı aile şirketimizde attım. Orası benim için adeta ikinci bir okul gibiydi. Kumaşlarla, üretimle ve detaylarla iç içe olmak beni derinden etkiledi. Zamanla yalnızca üretmek değil; bir duruş, bir hissiyat yansıtmak istediğimi fark ettim. S.simple tam da bu ihtiyaçtan doğdu. Fazlalıklardan arınmış ama kendini unutturmayan, sade ama güçlü bir anlatımı olan bir marka hayal ettim. Her parça, hem kişisel yolculuğumun hem de markanın karakterinin bir yansıması.

S.simple ismi yalın ama derin çağrışımlara da açık. Bu ismi seçerken aklınızda ne vardı? “Simplicity” yalnızca bir estetik tercih mi, yoksa bir yaşam felsefesi midir?

S.simple ismini seçerken aklımda sadece bir marka değil, bir hissiyat yaratmak vardı. “Simple” kelimesi sadeliği çağrıştırsa da, benim için asıl anlamı sadeliğin içindeki gücü ve zamansızlığı yansıtıyor. Başındaki ikinci “S”, hem ismimin baş harfi hem de bu sadeliğe kişisel bir imza atma şeklim. Bu bir estetik tercihin ötesinde, hayatla olan ilişkimi de anlatıyor: sadeleşmek, özü bulmak, abartıdan uzak ama güçlü kalmak. S.simple bu yüzden yalnızca bir giyim markası değil; aynı zamanda bir duruş.

Markanızın estetik çizgisi abartıdan uzak ama detaylarda son derece özenli. Bu dengeyi kurarken en çok neye dikkat ediyorsunuz? Sizi hangi detaylar heyecanlandırıyor?

Benim için en önemli şey, bir parçanın sade görünürken etkileyici kalabilmesi. Bu dengeyi kurarken forma, dokuya ve kesime büyük özen gösteriyorum. Fazlalıklardan arındırılmış ama karakterli bir duruş yakalayabilmek için her detay — bir dikiş çizgisi, bir düğmenin yeri, kumaşın düşüşü — çok değerli. En çok da bir parçanın içinde gizli kalan, ilk bakışta fark edilmeyen ama giyildiğinde hissedilen detaylar beni heyecanlandırıyor. Çünkü asıl zarafet, o görünmeyen özenin içinden doğuyor.

%100 keten, yün gibi doğal dokularla çalışmayı tercih ediyorsunuz. Bu seçimde neler etkili oldu? Sürdürülebilirlik ve çevresel duyarlılık da bu kararın bir parçası mı?

Doğal dokularla çalışmak, başından beri içgüdüsel bir tercihti. Lifiyle, dokusuyla, tenle kurduğu ilişki bana daha samimi ve gerçek geliyor. %100 keten, yün gibi materyaller hem zamansız hem de doğaya saygılı. Elbette sürdürülebilirlik ve çevresel duyarlılık da bu kararın önemli bir parçası. Az ama öz üretim yapmak, doğaya yük olmayan kumaşlar seçmek markanın temelinde yer alıyor. S.simple’ı kurarken sadece estetik değil, sorumluluk da taşımak istedim.

“Zamansızlık” bugün çokça kullanılan ama bir yandan da içi boşaltılan bir kavram. Siz zamansızlığı nasıl tanımlıyorsunuz? Bir kıyafeti zamansız yapan nedir sizce?

Benim için zamansızlık, bir parçanın modaya değil kişiye hizmet etmesidir. Sezonlara bağlı kalmadan her dönemde giyilebilen, sade ama güçlü bir çizgi taşıyan tasarımlar zamansızdır. Gösterişten uzak ama özenli bir duruşu olmalı. Bir kıyafeti zamansız yapan şey bence; doğru kesim, kaliteli kumaş ve abartısız ama karakterli bir ifadedir. Zaman geçse de anlamını kaybetmeyen, giyenin ruhuna eşlik eden parçalardır esas olan.

Koleksiyonlarınız, şehirli ve sade şıklığı benimseyen bir kadına sesleniyor. S.simple kadınının ruh hâlini, stil anlayışını ve yaşam biçimini nasıl tanımlarsınız?

S.simple kadını sade ama güçlüdür. Abartıdan uzak durur ama tarzıyla iz bırakır. Şehirli, özgür ve kendiyle barışıktır. Giyinirken rahat etmek ister ama şıklığından da ödün vermez. Doğal dokulara, zamansız parçalara ve detaylardaki özenin yarattığı o sessiz şıklığa değer verir. Hayatında sadeliği seçer ama her zaman derinlik arar — hem stilinde hem de yaşam biçiminde.

S.simple önümüzdeki yıllarda nasıl bir evrim geçirecek? Yalınlık ve doğallık ekseninden sapmadan, markanızı büyütürken nasıl bir çizgide ilerlemeyi planlıyorsunuz?

S.simple’ı büyütürken yalınlık ve doğallık bizim pusulamız olmaya devam edecek. Hedefim, bu çizgiden sapmadan daha fazla kadına ulaşmak ve markayı uluslararası ölçekte daha görünür kılmak. Üretimde özen, tasarımda sadelik ve malzemede doğallık temel değerlerimiz. Zamanla koleksiyonlarımızı farklı alanlara taşıyarak bu yaşam tarzını yalnızca giyimde değil, daha bütünsel bir deneyim olarak sunmak istiyorum. Büyümek ama özünü kaybetmeden — benim için asıl mesele bu.

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.