TikTok’un en çok konuşulan alt evrenlerinden biri olan SkinnyTok, son zamanlarda yeniden dikkat çekiyor. Ultra düşük kalorili tarifler, ilham panoları, “Bu bedene sahip olmak için bir günde neler yiyorum?” gibi tetikleyici videolar akıllara elbette bazı soruları getiriyor. Konuşulan sadece beslenme tercihleri mi, yoksa daha büyük bir sistemin parçası mı? Bu soruya yanıt ararken, başka bir soruyu da sormak gerekiyor: SkinnyTok, aslında patriyarkanın yeni çağda giydiği influencer kılıfı olabilir mi?
İçindekiler
Kadın bedeninin denetimi
Kadın bedenine yönelik disiplin takıntısı, patriyarkanın en eski pratiklerinden biri ve bu anlayış günümüzde yalnızca şekil değiştirdi. Viktorya döneminde nefes almayı zorlaştıran korseler, kadın bedeninin hareket alanını dahi sınırlıyordu. 90’larda ise “0 beden” algısı, zayıflığı kırılganlıkla özdeşleştirerek yine kontrol edilebilir kadın bedeni fikrini merkezine aldı.
2010’ların başında Tumblr’da romantize edilen şiirsel alıntılar, filtrelenmiş fotoğraflar ve melankoliyle bezeli beden görünümleri ile açlık, bir tür estetik gibi sunuldu. Bugün TikTok’taki SkinnyTok içerikleri bu çizgiyi devam ettiriyor: Yalnızca daha viral, daha algoritmik ve daha sistematik bir şekilde.
Algoritmalarla çalışan yeni baskı sistemi
Zayıflamanın övüldüğü, aç kalmanın “irade” sayıldığı bir dijital evrende, beden algısı hızla dönüşüyor. Üstelik sosyal medya mecralarının geçmişte “zorbalığı engellemek” amacıyla kilolu veya LGBTQ+ komünitesindeki bireylerin içeriklerini algoritmalardan gizlediği de belgelenmişti. Platformun eski moderasyon politikaları, “görünmeye değer beden” tanımını tektipleştiriyor.
Zayıflama videolarını öne çıkaran algoritmalar, patriyarkal güzellik normlarını teknolojik bir düzlemde yeniden kuruyor. Kimin görünür olduğu, artık sadece toplum tarafından değil, kodlarla da belirleniyor. SkinnyTok, her ne kadar sağlıklı yaşam gibi başlıklar altında sunulsa da, kadınların bedenlerine dair beklentilerin yeniden kodlandığı bir alan yaratıyor. Yani sorun tek bir görsel ya da tarif değil, beden ölçülerinin kamusal bir tartışma meselesi haline gelmesinin sıradanlaşması.
SkinnyTok içeriklerinin temelinde bir tür “disiplin” güzellemesi yatıyor. Toplumsal normlara uyan beden algısı adeta bir karakter meselesi gibi sunuluyor. Oysa bu anlayış, yalnızca kadınlardan tarih boyunca beklenen davranışların yeni bir versiyonu gibi.

SkinnyTok’un beraberinde gelen dijital hasar
SkinnyTok içeriklerinin büyük bir bölümü, doğrudan yeme bozukluklarıyla ilişkili olmasa da, özellikle genç kadınlarda bastırılmış suçluluk, beden utancı gibi duyguları tetikleyebiliyor. Bazı cümleler, masum günlük paylaşımlar gibi görünse de aslında ciddi bir öz denetim ihtiyacı üretiyor. Bu içeriklerle karşılaşan bir sosyal medya kullanıcısı, fark etmeden kıyas tuzağına düşebiliyor. “Demek ki bu mümkünmüş” düşüncesi, sağlıklı bir beden algısını hızla zedeleyebiliyor.
Kapak: Pexels
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Almond Mom: Nesilden nesile aktarılan algı bozukluğu