Sezon Modası

Yıldızların yeni stil ilhamı: Arşiv modası

Kırmızı halıda ‘yeni sezon’ görüyorsanız büyük ihtimalle yanılmışsınızdır. Son zamanlarda ünlüleri, efsanevi moda markalarının eski koleksiyonlarından parçalarla görüyoruz. Bu duruma Gen Z’nin vintage alışveriş tutkusunun öncelik ettiğini düşünmedik değil. Peki lüks markalar sürdürülebilir modayı destekleyip kendi kültürel miraslarını mı öne çıkarıyor, yoksa yine ticari bir meta’nın ortasına mı düştük?

Ne zaman bir film galası, ödül töreni ya da kırmızı halı görünümü görsem, Instagram feed’im moda arşivi hazinesine dönüşüyor. Mesela Kim Kardashian davet için alışveriş yaparken adeta zaman yolculuğuna çıkıyor gibi görünüyor. Kim’in 2022 Met Gala’da giydiği olaylı Marilyn Monroe elbisesini hatırlıyorsunuzdur diye düşünüyorum. Elbise, Monroe’nun 1962’de JFK’ye “Happy Birthday” dediği konserde giydiği Jean-Louis tasarımıydı.

@kimkardashian

Met Gala’dan sonra Ripley’s Believe It or Not! Müzesi’nde, yani elbiseyi Kim’e ödünç veren müzede çekildiği söylenen öncesi-sonrası fotoğraflar internete yayılmıştı. Sosyal medya elbisenin giyilmeden önce ve sonraki halleriyle çalkalanmış, Kim’in giymesinden sonra arka fermuar kısmında küçük yırtıklar, kumaşta çekilmeler ve kristallerde dökülmeler olduğuna dair tartışmalar çıkmıştı. Ancak Ripley’s ve Kim Kardashian bu hasarı inkar etmiş, müze elbisenin zaten çok eski ve önceden hasarlı alanları olduğunu söylemişti. Kim Kardashian ise orijinal elbiseyi “sadece birkaç dakika” giydiğini ve kırmızı halıdan çıkar çıkmaz replikaya geçtiğini açıklamıştı. Ayrıca elbisenin Monroe’dan bu yana birçok kez zarar gördüğü de söyleniyordu.

Bu noktada bazıları, “70 yıllık ipek kumaş bu kadar nazikken kimse giymemeli” derken; diğerleri Kim’in elbiseye zarar vermediğini ama tarihi bir parçanın giydirilmesinin gereksiz risk olduğunu, moda arşivinden parçaların anılabilmesi için tekrar bu şekilde kullanılabileceğini savundu. Şu anki gündem de herkes arşivcilik konusunda yine ikiye ayrılmış durumda.

Son zamanlarda arşiv parçalarla öne çıkan isimler ise şöyle: Ariana Grande, 2025 Oscar adayları yemeğinde Yves Saint Laurent 1991 haute couture elbise giymişti; Kylie Jenner 2025 Golden Globes’ta Atelier Versace 1999 zincir elbiseyi taşımıştı; Jennifer Lawrence ise Cannes 2025’te Dior’ın 1949 Poulenc elbisesine referans veren bir model tercih etmişti. Cynthia Erivo Vogue World 2025 etkinliğinde Dior arşivinden Galliano dönemi parçalar seçmişti.

Kariyerini nostalji kraliçesi olarak sürdüren Sabrina Carpenter, 2025 MTV Video Müzik Ödülleri’nin after-party’sinde 1975’te Cher için Bob Mackie tarafından tasarlanmış arşiv bir bodysuit giymişti. Zendaya ise Met Gala sonrası parti için Patrick Kelly arşivinden kırmızı payetli bir kolon elbise tercih etmişti.

@sabrinacarpenter

Ayrıca Bella Hadid arşivciliği günlük hayata bile taşıyor; Saint Laurent Sonbahar 2025 defilesi öncesinde Vivienne Westwood’un 1994 “Café Society” koleksiyonundan bir yelek giymişti. Bu yeleği baggy bol açık mavi kot ile kombinleyerek çok “kırmızı halı değil, sokakta vintage” havası yaratmıştı.

Nereden düştük bu arşiv modasına?

@kyliejenner

Hızlı tüketim furyasından uzaklaşmak için genç moda tutkunları olarak zaten bir çözüm bulmuştuk. Hem keşke 90’lı yıllarda doğsaydık iç çekişlerimiz, hem de nostaljiye dönüş trendi bizi ikinci el ve vintage parçalara yöneltmişti. Şu an arkadaşlarınızla bir aktivite planladığınızda, en azından bir vintage alışveriş etkinliği planlarınızın arasında vardır diye düşünüyorum.

Çocukluğumdan beri modanın beni çeken bir yanı vardı: Renk renk kıyafetler, eğlenceli desenler, türlü kumaşlardan parçalar… O dönemlerde gördüklerimi, Top Model çizim defterime yansıtmak ve televizyonda denk geldiğim defilelere kitlenmek dışında gerçek moda hakkında pek bir fikrim yoktu, ta ki büyüyüp moda hakkında daha çok şey öğrenmek istediğim ana kadar. O an yaptığım ilk şey, büyük markaların arşivlerine bakmak için aldığım kitapların sayfalarında kaybolmaktı. Modanın sonsuz kurallarla dolu bir hayal gücü spektrumu olduğunu o zaman anlamıştım. Hayal kurarken de şimdiyi unutup geçmişi ya da geleceği hayal ederiz. Eğer kreatif bir beyine sahipseniz, her zaman önceden tasarlanmış ya da gelecekte tasarlanacak şeyler dikkatinizi daha çok çeker. Tabii işin sanatsal yanının dışında, trendlerin bile iki gün kaldığını varsaydığımızda, kalıcı parçalara yönelmenin içinde işin ticari yanı da var. Ayrıca annelerimizin giydiği kıyafetleri tekrar giyebilmek de içimizi kıpır kıpır ettiriyor; bu yüzden vintage parçalar bir noktada bizim için bir kültürel miras sayılır. Archive fashion dediğimiz şey, aslında bildiğimiz “vintage”den çok daha fazlası. Burada konuştuğumuz, modanın gerçek ikonları, tarihte dönüm noktası olmuş, kolay kolay karşılaşamayacağımız özel parçalar. Sıradan ikinci el kıyafetler değil; tasarımcıların kasalarında sakladığı, her biri bir hikaye taşıyan nadide eserler.

Peki neden şimdi, neden bu kadar popüler oldu? Cevap çok katmanlı: Bir yanda sürdürülebilirlik var. Moda dünyası hızlı tüketimden yoruldu; daha az ama daha özel giyinmek istiyoruz. Arşiv parçalar, yeniden kullanılması, dönüştürülmesi mümkün olduğu için çevreye daha az zarar veriyor. Ama iş sadece sürdürülebilirlik değil.

İşte tam bu noktada, moda arşivinin gündemde olmasını iki farklı sebebe bağlayabiliyoruz: Yine gençlerin dilinden konuşmak için bir pazarlama stratejisi mi, yoksa kendi arşivleriyle miraslarını anma töreni mi?

Sürdürülebilirlik PR’ı? Belki de.

@kimkardashian ve @arianagrande

Evet, çevresel duyarlılık kısmı güzel ama kim Kardashian’ın Galliano korsesi giymekteki temel motivasyonunun karbon ayak izi olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar artık biricik olmak, tarih taşımak, stiline anlam katmak istiyor. Bir elbisenin sadece kıyafet değil, modanın ve kültürün parçası olduğunu bilmek çekici. Archive fashion tam da bu noktada devreye giriyor. Tasarımlar ise sadece bekleyip tozlanmıyor. Markalar, arşivlerini artık stratejik olarak açıyorlar; onları dijitalleştiriyor, yeniden yorumluyor, hatta “reissue” adı verilen sınırlı sayıda tekrar üretimler yapıyorlar. Bu sayede hem miraslarını koruyor hem de genç nesillere ulaşmayı başarıyorlar.

Burada bir noktanın altını özellikle çizmek gerekiyor: Archive fashion sürdürülebilirlik temasını güçlü şekilde kullanıyor, ama bu parçalar genellikle bizim günlük vintage alışverişlerimizde bulduklarımızdan çok daha farklı. Çünkü çoğu arşiv parçası ulaşılması zor, inanılmaz pahalı ve nadir. Hatta birçok ünlü, orijinal arşiv parçalarını sadece kısa süreli giyip sonra geri iade ediyor ya da tamamen arşivden esinlenerek ama farklı şekilde tasarlanmış yeni kıyafetleri tercih ediyor.

Yani, markalar bu trendi sürdürülebilirlik kavramıyla harmanlayarak pazarlama yapıyor gibi görünse de, aslında çoğu zaman gerçek sürdürülebilir vintage alışverişiyle kıyaslandığında erişilebilirlik açısından büyük farklar var. Ama burada şunu kabul etmek lazım: Eskiye saygı, ilham ve modern tasarımın harmanlandığı bu yaklaşım, moda dünyasına yepyeni ve zengin bir deneyim sunuyor. Hem geçmişin ruhunu yaşatıyor hem de günümüz estetiğine uyarlanmış, yenilikçi parçalar ortaya çıkarıyor.

Tabii her güzel şeyin karanlık bir yanı da var. Son zamanlarda, “archive” etiketi taşıyan sahte parçalar artmaya başladı. Sırf bu etiketi yüzünden fahiş fiyatlara satılan, kalitesiz replikalar pazara doluyor. Bu durum hem koleksiyonerleri hem de tüketicileri dikkatli olmaya zorluyor. Bir de unutmamak lazım: bu arşiv modası, ünlüler–markalar–arşiv üçgeninde dönen çok karmaşık ama etkili bir PR döngüsünün parçası. Ünlüler ikonik arşiv parçalarını kırmızı halıda taşıyor, markalar bundan hem prestij hem de satış olarak fayda sağlıyor. Böylece “archive fashion” hem bir moda trendi hem de büyük bir pazarlama silahı haline geliyor. Sonuç olarak, archive fashion sadece eski giysi demek değil. O, modanın yaşayan tarihi, sürdürülebilirliğin ve nostaljinin birleştiği, benzersiz olma arzusunun ete kemiğe büründüğü bir olgu. Ve işte bu yüzden tam da şimdi bu kadar parlıyor.

Fotoğraf: Sabrina Carpenter @sabrinacarpenter

İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Met Gala 2026 teması açıklandı: Güncellemeleri buradan takip edin

Marie Claire Bülten

Stil ve düşüncenin buluştuğu bu evrende; sezonun öne çıkan görünümleri, radarımıza giren kitaplar, editörden notlar ve kültürel dünyamıza heyecan katan detaylar e-posta kutunda seni bekliyor. Marie Claire evrenine katıl, kendine iyi gelenleri kaçırma.