Yaz mevsimini güneşle ettiğimiz temastan öteye götürüp hissettirdiği bütün duygularla benimseyerek özgürce ve derinlemesine yaşamak, belki de içten içe hepimizin arayışı.
İçsel arayışlara da odaklanan bu filmler, yolculuğu sırasında sinematik bir durağa ihtiyaç duyanlara… Şimdiden iyi seyirler.
İçindekiler
Mamma Mia (2008)
ABBA’nın şarkıları ile yaz filmi diyince aklımıza ilk gelen filmlerden biri olan Mamma Mia, bir Yunan adasında; aşk, geçmiş ve kökler üzerinden bize üç kuşak kadınlığın izini sürüyor.
Frances Ha (2012)
Noah Baumbach ve Greta Gerwig’den şehrin karmaşası ve hızlı hayatın belirsizlikleri arasında hayallerinin peşinden koşarken denemenin, denerken düşmenin ancak ilerlemeye devam etmekten vazgeçmeyen Frances’in hikayesi.
Before Sunrise (1995)
Julie Delphy ve Ethan Hawke’ın başrollerini paylaştığı Before Sunrise, yönetmen Richard Linklater’ın bir tatil anısının ilhamı sonucu yapılıyor. Tren yolculuğu sırasında yolları kesişen iki yabancının gece boyunca Viyana sokaklarında kurdukları duygusal bağı anlatan film, hissettiklerimizin ne kadar kalıcı olabileceğini bize hatırlatıyor.
Little Women (2019)
Her ne kadar bir dönem filmi olsa da bize zamansız bir hikaye anlatan Little Women, aile teması üzerinden şahsına münhasır dört kız kardeşin büyüme ve kendilerini bulma yolculuklarını anlatıyor.
Marie Antoinette (2006)
Tarihin en bilindik isimlerinden birinin hikayesini, Sofia Coppola’nın karakterlerin iç dünyasına odaklanan gözünden; anakronistik detaylar, pop kültür referansları ve güçlü sinematik dünya ile anlatarak, klişelerin ötesine geçen bir yeni dönem klasiği.
The Young Girls of Rochefort (1967)
Jacques Demy’nin yönettiği 1967 yapımı Fransız müzikali, renkli dünyası ile iki kız kardeşin yaşadıkları küçük sahil kasabasında hayallerinin peşinden gitme arzusunu anlatıyor. Yüzeyinde neşeli, ancak kalbe dokunan bir melankoli arayanlara hayatın küçük ihtimallerini anlatan bir film.
Call Me By Your Name (2017)
Andre Aciman’ın aynı adlı romanından uyarlanan Call Me By Your Name, Elio ve Oliver’ın bir yaz boyunca Kuzey İtalya’nın dinginliğinde yavaşça filizlenerek derinleşen aşk hikayesini anlatıyor. Film ilerledikçe zaman kavramınızı yitirip sadece duygulara odaklanacağınız bu film, bitiminden sonra da sizi uzun bir süre etkisi altında bırakacak.
Kapak: iStock
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> The Devil Wears Prada 2: Geri Dönüş Hazırlığı