Junk journaling, adı üstünde: “çöp” gibi görünen ama aslında hayli değerli parçaları bir araya getirip onlardan yepyeni bir hikâye yaratma sanatı. Eski biletler, fatura kenarlarına çizilmiş karalamalar, fotoğraflar, mektuplar, dantel parçaları, kağıt torbalar… Artık hepsi bir sayfada, sizin yarattığınız bir evrende yardımcı karakteri oynuyor. Hepsi bir araya geldiğinde kişisel bir kolajın parçası oluyor. Yani kendi görsel günlük romanınızı yazıyorsunuz.
Sıradan gibi görünen anları, yırtık bir bilet parçasını ya da rengi solmuş bir kartpostalı değerli kılan bu yaratıcı günlükler; hem zihinsel bir mola, hem de duygusal bir arşiv alanı sunuyor.
İçindekiler
Karmaşık bir ritüel gibi görünse de aslında sistem çok basit
Hiçbir şeyin “düzgün” olmasına gerek yok. Simetrik olmaya, estetik sınavından geçmeye çalışan sayfalara elveda. Junk journaling, mükemmel olmayanı kutluyor. Sabah kahvenizi alırken dün gece izlediğinizi diziden bir replik aklınıza geldi mi? Hemen yazın. O ayakkabı kutusunda sakladığınız eski konser bileti? Şimdi onun zamanı geldi. Junk journaling, dışarıdan “gereksiz” görünen her şeyi sizin için bir anlama dönüştürüyor.
Başlamak için fazla havalı şeylere ihtiyacınız yok
Boş bir defter (şık kapaklıysa ekstra puan), birkaç kurumuş çiçek, eski dergi sayfaları, biletler, yazı yazabildiğiniz herhangi bir şey. İşte bu kadar basit!
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Hayatın küçük anlarını kutlamak: “Micro joy” felsefesi
Kapak: @natashahmedx
